Abstract
İslâm Hukukunun iki temel kaynağı Kur’an ve Sünnet’tir. Kur’an tamamen lafızdan ibarettir. Sünnet, kavlî, amelî ve takrirî olmak üzere üç kısma ayrılmakla birlikte, ağırlıklı kısmı kavlî sünnettir ve bu kısım da lafızla ifade edilmektedir. Lafızdan hüküm çıkarılırken, ibarenin delâleti, işaretin delâleti, nassın delâleti ve iktizanın delâleti olmak üzere dört delâlet şeklinden istifade edilir. Lafzın delâleti, sözün kalıbı ve dizilişinden elde edilen hüküm olduğu için bunun sınırı bellidir. Nassın delâleti, illet yoluyla anlaşılan hüküm olduğu için bunun kapsamı illetin ulaşabildiği yer kadardır. İktizânın delâleti, sözün doğru ve şer’î hükmün sağlıklı anlaşılabilmesi için ibarede yer almayan bir lafzın takdirini gerektirdiği için, bu delâletin kapsamı takdir edilen sözle birlikte ibarenin delâlet ettiği manadır. Bunun da sınırı bellidir. İşaretin delâleti, ne aslî ne de tebeî olarak kastedilmeyen, fakat lafzın manasının gerekli kıldığı bir manadır. Yani lafzın manasının manasıdır. Bu tanımdan yola çıkarak insan zihni, işaretin delâletinin kapsamı hakkında bir tayinde bulunamamaktadır. Fıkıh usulü eserlerinde de işaretin delâletinin kapsamı hakkında yeterli teorik açıklamaların bulunmadığını söyleyebiliriz. Hanefî mezhebinin imamları, usul bilginlerine derli-toplu bir kurallar koleksiyonu bırakmamışlardı. Onlar da çeşitli fıkhî meselelere ait çözümler üzerine eğilerek, bu meselelerden fıkıh usûlü kurallarını çıkarmışlar ve bu metoda Hanefiyye Metodu denilmişti. Bu çalışmada da işâretin delâleti için verilen fıkhî çözümlerden yola çıkarak işaretin delâletinin kapsamı tespit edilmeye çalışılmıştır. Örneklerin incelemesi bize işaretin delâleti kavramının lafzın manasının hükmü olması, şekil veya maksat bakımından ibarenin delâletine eşit olması, lafzın manasının haricî sebebi veya şartı olması, ibarenin delâletinin kesin olan zıt anlamı olması, evleviyet yoluyla ibarenin delâletinden daha üstün olması, istihsan prensibine dayanması ve iki bilginin verilmesi halinde zorunlu olarak ortaya çıkan üçüncü bilgi olması gibi bazı ilke ve prensiplere dayandığı anlaşılmaktadır.