Klasik mantığın iki değerli sisteminin varlıktaki çeşitli ara
durumları karşılamada yetersiz kaldığı tezi çok değerli ve bulanık mantık
sistemlerinin geliştirilmesine yol açmıştır. Bu sistemler söz konusu
sınırlamanın yanlış olduğunu ileri sürerler. Klasik mantığın temel ilkelerinden
olan üçüncü halin imkânsızlığı hatta çelişmezlik ilkelerine karşı çıkar ve bir
şeyin aynı anda hem var hem yok ve ne var ne yok olmasında bir engel olmadığını
iddia ederler. Ne var ki kanaatimize göre bu iddiaların aksine, varlıktaki ara
durumları karşılamada klasik mantığın çift değerli hakikat sisteminden
kaynaklanan bir yetersizlik söz konusu değildir. Üçüncü halin imkânsızlığı ve
çelişmezlik ilkeleri ile dış dünyadaki ara durumlar birbirinden ayrı şeylerdir.
Üçüncü halin imkânsızlığı ilkesi, bu ilkeyi reddettikleri düşünülen diğer
mantık sistemleri tarafından da kaçınılmaz olarak kabul edilmiştir. Çok değerli
ve bulanık mantık sistemlerinin, klasik mantığın çift değerli hakikat sistemini
aştığını değil onun belli bir bölümüne karşılık geldiğini söylemek daha doğru
olur. Klasik mantığa yönelik bu eleştirilerde, yanlış bilgi ve eksik araştırma
kaynaklı ön kabuller kadar tasavvurlara ilişkin tartışmanın tasdiklere ilişkin
alana taşınması ve mevhûm ile ma‘kûlün birbirine karıştırılmasının etkisi
vardır.
Klasik Mantık Çok Değerli Mantık Bulanık Mantık Çelişmezlik Üçüncü Halin İmkânsızlığı Şartlı Önerme
The thesis that the two-valued system of classical logic is
insufficient to explanation the various intermediate situations in the entity,
has led to the development of many-valued and fuzzy logic systems. These
systems suggest that this limitation is incorrect. They oppose the law of
excluded middle (tertium non datur) which is one of the basic principles of
classical logic, and even principle of non-contradiction and argue that is not
an obstacle for things both to exist and to not exist at the same time. However,
contrary to these claims, there is no inadequacy in the two-valued system of
classical logic in explanation the intermediate situations in existence. The law of
exclusion and the intermediate situations in the external world are separate
things. The law of excluded middle has been inevitably accepted by other
logic systems which are considered to reject this principle. The many-valued
and the fuzzy logic systems do not transcend the classical logic. Misconceptions
from incomplete information and incomplete research are effective in these
criticisms. In addition, it is also effective to move the discussion about the
intellectual conception (tasawwur) into
the field of judgmental assent (tasdiq) and confusion of the mawhum
(imaginable) with the ma‘kûl (intellegible).
Classical Logic Many-Valued Logic Fuzzy Logic Non-contradiction Excluded Middle Conditional Proposition
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2018 |
Submission Date | September 19, 2018 |
Acceptance Date | October 22, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 4 Issue: 2 |