İbn Arabî’nin (ö. 638/1240) Fusûsü’l-hikem’in Âdem Fassı’nda yer verdiği umûr-ı külliye kavramı, Fusûs şârihleri tarafından muhtelif şekillerde alımlanmıştır. Kimi sufîler bu kavramı küllilere kimisi de zihnî varlık tartışmalarına hasretmek suretiyle ele alma taraftarı olmuştur. Yakın dönemde yapılan araştırmalar bunun izinden giderek söz konusu kavramla külliler tartışması arasında irtibat kurmaya çalışmaktadır. Biz bu çalışmamızda, Meşşâî felsefe geleneğinde metafiziğin ilm-i küllî kısmının temel meselelerine karşılık gelen umûr-ı âmme kavramı ile Fusûs’da yer alan umûr-ı külliye arasında bir irtibatın imkânını sorgulayacağız. Bunu yaparken özellikle ilk şârih Cendî’nin (ö. 691/1292) umûr-ı külliyeyi umûr-ı âmme kavramı ile karşılamasından hareket ederek bu bakış açısının sonraki dönem şârihleri arasında nasıl yankı bulduğunu Afîfüddin Tilimsânî (ö. 690/1291), Abdürrezzâk el-Kâşânî (ö. 736/1335), Davud el-Kayserî (ö. 751/1350), Sâinüddin İbn Türke (ö. 836/1432), Yazıcıoğlu Mehmed Efendi (ö. 855/1451), Molla Câmî (v. 898/1492) gibi düşünürlerin yorumları eşliğinde ele alacağız.
Bu bağlamda umûr-ı külliyenin Tanrı ile âlem arasındaki irtibatı kurma-daki metafiziksel yönü ve ikinci akledilirler olarak değerlendirilmesi gibi on-tolojik ve epistemolojik cihetleri dikkate alınarak, umûr-ı âmme kavramı etrafında yapılan tartışmalarla benzer yönleri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu sayede söz konusu yorum ve benzerliklerden yola çıkarak, bu kavram çiftinin, dile getirildikleri düşünce geleneklerinin yakınlaşmasına bir zemin teşkil edip etmeyeceği tartışılacaktır.
In the very beginning of his Fusūs al-Hikam, the wisdom of divinity in the Word of Adam, Ibn Arabi mentioned the universal things (al-umūr al-kulliyah) and their ontological positions. This term created an overwhelming impression in the Fusūs tradition. Some scholars explained it in the context of the other important term of Akbarian tradition, namely immutable identities (al-a‘yān al-thābitah), while some others approached within the problem of mental existence (al-wujūd al-dhihnī). Based on this variety, some contemporary researchers try to connect the so-called universal things with the problem of non-existents in kalam tradition or with the universals of Avicennan tradition.
In this paper, I will try to examine if the universal things has any connection with another discussion called al-umūr al-āmmah both in Avicennan and Kalām tradition especiallly after al-Rāzī who introduced it to mutakallimun. While doing so, I will reference to the first commentator of Fusūs i.e. al-Jandī’s commentary and his reception of the universal things as al-umūr al-āmmah. Additionally other commentators such as Tilimsānī (d. 690/1291), Qāshānī (d. 736-1335), Qaysarī (d. 751/1350), Ibn Turkah (d. 836/1432), Yazıcızāde Mehmed (d. 855/1451), Mullā Jāmi (d. 898/1492) will be covered to pursue the process of how they dealt with this issue.
Focusing on the metaphysical aspect of universal things as tools to con-nect between God and the universe and its epistemological aspect as being considered secondary intelligibles I will try to compare between these two terms, one from peripatetic and kalām tradition and the other from Akbarian tradition and discusses whether these similarities led to connect each other.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2020 |
Submission Date | September 27, 2020 |
Acceptance Date | November 9, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 6 Issue: 2 |