When we look at the history of Islamic law, it is possible to say that the fiqh method has developed in a process from the beginning. In this process, it can be mentioned that many scholars, especially mujtahids, who we call sect imams, have contributed to the structure of the science of fiqh. For example, Imam Abū Ḥanīfa (d. 150/767) recoursed to istiḥsān, Imām Mālik (d. 179/795), accepted the relegious actions of people in Madinah as ruling and Imam Shāfiʿī (d. 204/820) put forward a method in his work "ar-Risāla", with the formation he obtained by combining the fiqh of both Ahl al-Ra’y and Ahl al-Hadith. These are the prominent contributions that constitute the structure of the science of fiqh. In addition to these contributions, scholars such as Ghazāli (d. 505/1111), Ibn Taymiyya (d. 622/1225), his student Ibn Qayyim (d. 751/1350) and Shātibi (d. 790/1388), especially during and after the institutionalization of sects, put forward some renewal efforts for the mentioned science in order to bring dynamism to the fiqh method. In the modern period, it is seen that the efforts to renew the fiqh method are much clearer and more widespread than in the classical period. In this period, it is possible to evaluate the efforts to renew the fiqh method in two stages. The first of these stages is the stage of calling to renew the fiqh method, and the second is the practical stage of renewing the fiqh method. In the second stage, two basic approaches can be mentioned, namely "fiqh and procedural approach" and "intellectual and philosophical approach", which also contain different theses, depending on the religious, political, social and philosophical tendencies of the scholars. In this study, we will try to present the views of the intellectual and philosophical approach on renewing the fiqh method, which has different tendencies in itself, in the example of Fadhlurrahmān (1919-1988), Hasan al-Turābī (1932-2016) and Muhammad Mujtahid Shebustarī (b. 1936-d…).
İslam hukuku tarihine baktığımızda fıkıh usûlünün bir süreç içerisinde geliştiğini söylemek mümkündür. Bu süreç içerisinde, mezhep imamları de-diğimiz müçtehitler başta olmak üzere birçok âlimin, fıkıh usûlü ilminin yapısını oluşturan katkılarından bahsedilebilir. Örneğin İmam Ebû Hanîfe’nin (ö. 150/767) istihsana başvurması, İmam Mâlik’in (ö. 179/795) amel-i ehli Medine ile amel etmesi ve İmam Şafiî’nin (ö. 204/820) hem Ehl-i rey hem de Ehl-i hadisin fıkhını mezcederek elde ettiği formasyonla “er-Risâle” adlı eserinde bir usûl ortaya koyması fıkıh usûlü ilminin yapısını oluşturan katkıların başında gelmektedir. Bu katkıların yanında özellikle mezheplerin kurumsallaştığı dönem ve sonrasında Gazalî (ö. 505/1111), İbn Teymiyye (ö. 622/1225), öğrencisi İbn Kayyım (ö. 751/1350) ve Şâtıbî (ö. 790/1388) gibi âlimlerin, fıkıh usulüne dinamizm kazandırmak adına söz konusu ilme yönelik birtakım yenileme çabaları ortaya koydukları bilinmektedir. Modern dönemde ise fıkıh usûlünü yenileme çabalarının klasik döneme göre daha net ve yaygın olduğu görülmektedir. Bu dönemde fıkıh usulüne yönelik yenileme çabalarını iki merhalede değerlendirmek mümkündür. Bu merhalelerin birincisi, fıkıh usûlünü yenilemeye çağrı merhalesi, ikincisi ise fıkıh usûlünü yenilemenin amelî merhalesidir. İkinci merhalede âlimlerin dinî, siyasî, sosyal ve felsefî eğilimlerine bağlı olarak kendi içinde de farklı tezler içeren “fıkhî ve usûlî yaklaşım” ve “fikrî ve felsefî yaklaşım” olmak üzere iki temel yaklaşımdan bahsedilebilir. Bu çalışmada kendi içinde de farklı eğilimlere sahip fikrî ve felsefî yaklaşımın fıkıh usûlünü yenilemeye dair görüşlerini, Fazlurrahman, (1919-1988), Hasan Turabî (1932-2016) ve Muhammed Müctehid Şebusterî (d. 1936-ö…) örnekliğinde sunmaya çalıştık.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Submission Date | September 10, 2021 |
Acceptance Date | December 7, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 7 Issue: 2 |