Kültürel dünyanın en önemli dinamiklerinden biri olan edebiyat, felsefi anlamda ele alınıp yorumlandığında sadece sanat sahası olmakla kalmayıp bir düşünce sahasına dönüşür. Edebiyat eserini üreten sanatçının düşünceleri, felsefe ile olan bilimsel bağı, eserin yazıldığı dönem ve şartlar bu yorumlamada çıkış noktaları olabilir. Alman edebiyatı tarihinde felsefe ile bağı olan birçok yazar ve şaire rastlanır. İkinci Dünya Savaşı sonrasının önemli yazar ve şairlerinden biri olan Ingeborg Bachmann da felsefe ile doğrudan bağı olan bir edebiyatçıdır. Bachmann, yükseköğrenim sürecinde filoloji ve psikolojinin yanı sıra felsefe alanında doktora eğitimi görmüştür. Çalışmalarında Ludwig Wittgenstein ve Martin Heidegger üzerinde yoğunlaşan Bachmann, Heidegger felsefesi üzerine doktora tezi yazmıştır. Bachmann, şiirlerinde insanın varoluşuna, dil ile varoluş arasındaki bağıntıya, var olmanın ve varlığın sıkıntısına kendi düşünce dünyasının gelişim süreçlerinden izler taşıyan öznel diliyle değinir. Bu çalışmada Bachmann’ın temel yaşam düşüncesini oluşturan yaşam şartları, kültürel alan, yaşadıkları, insan ilişkileri, eğitimi dikkate alınarak şiirlerinde Wittgenstein ve Heidegger felsefelerine yönelimlerinin gözlemlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın amacına yönelik olarak Bachmann’ın şiirlerinde, Wittgenstein’ın dil felsefesi ile Heidegger’in varlık (Sein) üzerine olan düşüncelerinin izleri sürülmüş ve eklektik bir yaklaşım sergilenerek edebiyat bilim alanındaki Felsefeye Dayalı İnceleme ve Pozitivist İnceleme yöntemleriyle yorumlanmıştır. Şiirlerinde, Heidegger ve Wittgenstein’ın düşüncelerinden izlerin olduğu gözlemlenmiştir. Bachmann’ın, insanın var olma ve düşünme süreçlerini; kendi dilsel varlığı ve nesneler dünyası aracılığıyla tanımlamaya çalıştığı yönünde kanaate varılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Philosophy |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 23, 2020 |
Submission Date | October 22, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 14 |