Amaç: Bu çalışmada, infertil kadınlar arasındaki cinsel işlev bozukluğu sıklığı araştırıldı ve FSFI skoruna göre menstrüel ağrı, disparoni, sigara içme ve gece vardiyası değişkenleri açısından primer ve sekonder infertilite grupları arasındaki fark değerlendirildi.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmanın primer grubuna 70 kadın ve sekonder grubuna 29 kadın katılmıştır. Tüm katılımcılardan geçerli ve güvenilir bir kadın cinsel işlev indeksi (FSFI) doldurmaları istendi. Katılımcılara evlilik süresi, toplam FSF1 skoru, adet ağrısı, disparoni, sigara ve gece vardiyası değişkenlerinin yanı sıra hastaların yaş, kısırlık süresi ve Vücut kitle indeksi (VKİ) gibi demografik özelliklerini içeren anket yapıldı. Veri istatistiksel analizi için SPSS 23.0 programı kullanıldı. Kategorik değişkenlerin karşılaştırılmasında Pearson ki-kare testi kullanıldı. Gruplar arası sürekli değişkenleri karşılaştırmak için ikili değişkenler üzerinde bağımsız t-testi analizi yapılmıştır.
Bulgular: Her iki grubun %19.2'si 1-3 yıl evlilik süresine, %54.5'i 4-6 yıl evlilik süresine ve % 26.3'ü 7 yıl yukarıda evlilik süresine sahiptir. Çalışmadaki hastaların yaş ortalaması 34,58 ± 4,25 idi. Primer infertil ve sekonder infertil kadınlarda kadınlar arasında cinsel işlev bozukluğu prevalansı sırasıyla %32.9 (n = 23/70) ve %55.2 (n = 16/29) idi, ancak iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmemiştir.
Sonuç: Her iki grup arasında menstrüel ağrı, disparoni, sigara içme ve gece vardiyası değişkenleri açısından anlamlı fark yoktu, ancak bu fark evlilik süresi açısından istatistiksel olarak anlamlı olarak tespit edilmiştir. FSFI oranlarında iki grup arasında anlamlı olarak fark yoktur. Her iki grubun yaş, infertilite zamanı ve vücut kitle indeksi (VKİ) ile cinsel işlev bozukluğu arasında anlamlı bir ilişki yoktur.
Aim: This study aimed to investigate the frequency of sexual dysfunction among infertile women and evaluate the difference between the primary and secondary infertility groups in terms of menstrual pain, dyspareunia, smoking and night shift variables based on the Female Sexual Function Index (FSFI) score.
Material and Methods: Seventy women in the primary group and 29 women in the secondary group participated in this study. All participants were asked FSFI. The questionnaire containing the marriage duration, total FSF1 score, menstrual pain, dyspareunia, smoking and night shift variables and also the demographic characteristics of patients such as age, infertility time and BMI was given to the subjects. SPSS 23.0 program was used for data statistical analysis. Pearson's Chi-squared test was used to compare categorical variables. Independent student t-test analysis was performed on binary variables to compare continuous variables between the groups.
Results: 19.2% of both groups had marriage duration of 1-3 years, 54.5% of them had marriage duration of 4-6 years and 26.3% of them had marriage duration of 7 years above. The mean age of the patients in the study was 34,58±4,25 years. The prevalence of sexual dysfunction among the women was 32.9 (n = 23 of 70) and 55.2% (n = 16 of 29) in primary infertile and secondary infertile women, respectively, but it did not show a statistically significant difference between the two groups.
Conclusion: There was no significant difference between both groups in terms of menstrual pain, dyspareunia, smoking and night shift variables but the difference was statistically significant in terms of marriage duration. The mean FSFI domains were not also significantly different between the two groups. There was also no significant relationship between age, infertility time and Body mass index (BMI) of both groups and sexual dysfunction.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Orıgınal Artıcle |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |
e-ISSN: 2149-8296
The content of this site is intended for health care professionals. All the published articles are distributed under the terms of
Creative Commons Attribution Licence,
which permits unrestricted use, distribution, and reproduction in any medium, provided the original work is properly cited.