Yeseviye, Haydariye ve Kalenderiye gibi Heterodoks tarikatların dervişleri, XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya göçlerle yöneldiler. Bir nevi propagandacı olan bu kimseler, Anadolu’da şehirden ziyade köylerde ve göçebeler arasında müsait bir zemin buldular. Heterodoks zümrelere mensup Türkmen derviş ve babaları, bilhassa Bizans sınırında bulunan Batı Anadolu’da yerleşerek zaviyelerini kurdular. Çünkü savaşçı kimlikleri de olan bu babalar, söz konusu uc bölgede, cihat ve İslam propagandası yapma imkânına eriştiler. Türk beyler ve sultanlar tarafından askerî fethi bölgede kalıcı kılacak birer kolonizatör olarak görüldüklerinden, açtıkları zaviyeler vakıflarla desteklendi. Göçebe ve yarı yerleşik Türkmen cemaatlerinin yoğun olarak iskân edildiği Batı Anadolu’da, Türkmen babalar cemaatlerin manevi dünyasını şekillendiren ve onları İslam’a ısındıran figürler oldular. Menteşe bölgesinde Çine kazasına bağlı Araphisarı köyünün üzerine kurulduğu Antik Alabanda kentinde, eski bir Hristiyan mabedinin kalıntısı taşlar da kullanılarak inşa edilen Halifet Baba Zaviyesi, Batı Anadolu’daki Türk-İslamlaşma sürecinin bir parçası idi. Osmanlı döneminde asli ismi unutularak Baba Sultan olarak anılmaya başlandı. Günümüzde ise Alevilerin kutsal görüp ziyaret ettiği makamlardandır ve Arap Dede adıyla bilinir. Bu çalışmada Osmanlı arşiv kayıtları doğrultusunda Halifet Baba Zaviyesi’nin tarihsel dönüşümü üzerinde durulacaktır. Hristiyan bir kült alanından İslami bir alana; akabinde Bektaşiler ve Alevilerce kutsal sayılan bir makama dönüşme serüveni aktarılacaktır.
Dervishes of Heterodox sects such as Yasawiyya, Haydariyya and Kalenderiyya migrated to Anatolia from the thirteenth century. These people, who were kind of propagandists, found a suitable ground in Anatolia, not in cities, but in villages and among nomads. Turkmen “baba” father and dervishes, belonging to Heterodox groups, settled in western Anatolia, especially on the Byzantine border, and established their zawiyas. Because these dervishes, who also have warrior identities, have had the opportunity to propagate jihad and Islam in this border region. As they were seen by the Turkish sultans as colonizers who would make the military conquest permanent in the region, the zawiyas they opened were supported by waqfs. In western Anatolia, where nomadic and semi-settled Turkmen communities were heavily inhabited, Turkmen dervishes became figures who shaped the spiritual world of the communities and warmed them to Islam. Halifet Baba Zawiya was built in the village of Arabhisar, which was founded on top of the ancient city of Alabanda after the Turkish raids. Stones from the ruins of an ancient Christian temple were also used in its construction. These zawiya was part of the process of The Turkification and Islamization of the Anatolian lands. During the Ottoman period, his primary name was forgotten, and he became known as Baba Sultan. Currently, it is one of the sacred temples visited by the Alawites and is known as the Arab Dede. In this study, the historical transformation of the Halifet Baba Zawiya will be emphasized in accordance with the Ottoman archival records. The adventure of turning from a Christian cult to an Islamic cult and then into a place considered sacred by the Bektashis and Alawites will be described.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 6, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 99 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.