Çağdaş Türk edebiyatı tarihinde Gürsel Korat, Anadolu’nun çok kültürlü, çok
dilli ve çok dinli atmosferini kaleme aldığı roman, öykü ve incelemeleriyle öne çıkar.
Korat’ın Kapadokya’yı tarihî bir arka plan eşliğinde ele aldığı Zaman Yeli, Güvercine
Ağıt ve Kalenderiye adını verdiği romanları, ünlü Çiftaslan üçlemesini oluşturur.
Çiftaslan üçlemesinin ilk baskısını 1999 yılında yapan ikinci romanı Güvercine Ağıt
ise Bektaşiliğin tarihî birikimine, felsefesine ve bir inanç sistemi olarak geleneksel
özgül değerlerine odaklandığı için dikkat çekicidir. Makalede, Güvercine Ağıt’ta
Bektaşilik tarihi ve felsefesi “dört kapı ve kırk makam”, “babagan bir derviş olmak”,
“dize, nefes ve deyişler”, “don değiştirme, çile odası ve cavlaklık” başlıkları altında
belirlenir. Buna ek olarak romanda ruh göçü, Ene’l hakk ve cinsel yaşamdan
soyutlanma gibi Bektaşiliğin geleneksel birikiminin, doğrudan dünya merkezli,
evrimin doğanın küçük süreçlerden oluşan büyük süreç olduğu yönündeki yaklaşımına
koşut bir biçimde yeniden yorumlandığı da görülür. Cinsellik bu bağlamda romanda
insanlığın göz ardı edilemeyen, bastırılamayan ya da yok sayılamayan bir gerçekliği
olarak “Saruca Abdal” ile “Gülbeyaz” arasındaki aşktan filizlenerek belirir. Bu
makale, tarihin gerçeklikle kurduğu ilişkiye mesafeli ve şüpheli bir gözle bakmayı
öneren yeni tarihselci bakışın ışığında Güvercine Ağıt’a yansıyan Bektaşiliğin izlerini
ele alır. Yeni tarihselci bakışta edebiyat ve tarihin gerçekliği arasındaki sınırlar
muğlaktır. Söz gelimi kurmaca bir yapıtta anlatıcı, gerçekliği, kendisinin ve okurun
entelektüel donanımının yardımıyla yeniden oluşturur. Güvercine Ağıt söz konusu
edilen tüm yönleriyle yeni tarihselci bakışa göre Bektaşiliğin kimi geleneksel özgül
değerlerine ilişkin anlatıcının yeni bir kavrayış ve yorum getirdiği özgün bir yapıttır.
Bu yapıt, yalnızca Bektaşiliğin değil, Hristiyanlık ve İslamiyet’in de birtakım
kalıplaşan inanç kabullerine yönelik kimi evrensel ve eleştirel yeni bakış açıları önerir
The critical approach recognized as new historicism was first introduced by Stephen Greenblatt in the 1980s. It posits that history can be applied to understand a literary text while acknowledging that there is no claim of objectivity in such an application, as history cannot determine the “true” or “real” aspects of the past. Instead, the new historicist method, which embraces a distant and skeptical approach toward the relationship between history and reality, endeavors to grasp the reality by tracing social, political, and cultural practices. In contemporary Turkish literature, Gürsel Korat stands out with his novels, stories, and reviews on the multicultural, multilingual, and multireligious atmosphere of Anatolia. In this study, I aim to analyze the traces of Bektashism reflected in Korat’s novel Güvercine Ağıt (1999), in line with the criteria of the new historicism method. The analysis emphasizes the historical framework of Bektashism and the traditional specific values as a belief system, in addition to referring to the traditional images of Bektashism mentioned in the novel under the titles of “four doors forty maqams,” “being a babagan dervish,” “verses, breaths (nefesler) and folk poems,” and “metamorphosis, ordeal room, and cavlaklık.” Finally, I argue that the narrator presents new interpretations of various traditional values of Bektashism in Güvercine Ağıt and that the novel offers new critical perspectives on certain stereotypical belief assumptions, including Christianity and Islam.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Regional Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | December 21, 2023 |
Publication Date | December 26, 2023 |
Submission Date | July 31, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 108 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.