Significant
parts of the financial sector need to have sufficient capital to fulfill the
basic functions of the banks. Regardless of the capital source, all banks have
international standards that they must comply with in terms of capital
adequacy. Provision of these standards leads to similar characteristics
according to the capital adequacy of the banks. It may not always be possible
to group banks with similar characteristics with exact divisions. At this
point, the fuzzy clustering method, which allows banks to be assigned to
different groups with specific membership grades, is at the forefront.
Classical and fuzzy clustering approaches are used comparatively in this study
which aims to group banks by capital adequacy ratios. In the study, 46 banks
were grouped by Ward, K-Average and Fuzzy C-Average methods according to
capital adequacy ratios for 2015. As a result, three sets of similar structures
were obtained for each method. When the cluster structures were examined, it
was observed that the clusters were heterogeneous in terms of capital
resources. However, since the capital adequacy is taken into consideration
instead of the capital resources while the grouping is carried out, it is a
common result that the obtained clusters contain different types of banks. When
membership ratings are examined, it is observed that the rest of the few except
a few banks generally have a high membership level for a cluster. However, the
membership grades for all the clusters of some banks are close to each other.
Therefore, it is concluded that the clustering situation of these banks is more
blurred than the other banks.
Finansal
sektörün önemli bir parçası olan bankaların temel fonksiyonlarını yerine
getirebilmek için yeterli düzeyde sermayeye sahip olmaları gerekmektedir.
Sermaye kaynağından bağımsız olarak tüm bankaların sermaye yeterliliği
bakımından uyması gereken uluslararası standartlar bulunmaktadır. Bu
standartların sağlanması, bankaların sermaye yeterliliklerine göre benzer özellikler göstermesine sebep olmaktadır. Benzer özelliklere sahip bankaların, kesin
ayrımlarla gruplandırılması her zaman mümkün olmayabilir. Bu noktada,
bankaların farklı gruplara belirli üyelik dereceleri ile atanmasına imkan veren
bulanık kümeleme yöntemi ön plana çıkmaktadır. Bankaların sermaye yeterlilik
oranlarına göre gruplandırılmasının amaçlandığı bu çalışmada, klasik ve bulanık
kümeleme yaklaşımları karşılaştırılmalı kullanılmıştır. Çalışmada 46 banka,
2015 yılına ait sermaye yeterliliği oranlarına göre, Ward, K-Ortalamalar ve
Bulanık C-Ortalamalar yöntemleriyle gruplandırılmıştır. Sonuç olarak, her
yöntem için benzer yapıda üç küme elde edilmiştir. Küme yapıları
incelendiğinde, kümelerin sermaye kaynağı bakımından heterojen yapıda oldukları
gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, gruplandırma yapılırken sermaye kaynakları
yerine sermaye yeterlilikleri dikkate alındığından, elde edilen kümelerin
farklı türde bankalar içermesi olağan bir sonuçtur. Üyelik dereceleri
incelendiğinde ise, az sayıda banka dışında geriye kalanların genellikle bir
küme için yüksek üyelik derecesine sahip oldukları gözlenmiştir. Ancak, bazı
bankaların tüm kümeler için üyelik dereceleri birbirine yakın bulunmuştur.
Dolayısıyla, bu bankaların kümelenme durumlarının diğer bankalara göre daha
bulanık bir yapıda olduğu tespit edilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Article |
Authors | |
Publication Date | December 27, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 20 Issue: 2 |