Globalleşen dünyanın giderek artan ihtiyaçlar silsilesi göz önünde bulundurulduğunda; hoşgörü, anlayış, empati gibi insani kavramların ilk sıralarda yer almasına şaşırılmamalıdır. Homo habilis’ten bu yana insanlık sadece fizyolojik veya teknolojik gelişim ve dönüşümler göstermemiş, aynı zamanda duygusal gelişimler de sergilemiştir. Bunlar kimi zaman olumlu yönde serpilirken, kimi zaman da olumsuz yönde yayılmıştır. 18. yüzyıla gelindiğinde ise Homo sapiens geçmişten topladığı tecrübelerle, bundan sonra olumsuz yönde gerçekleşecek gelişmeleri engelleyebilmek adına, bir bakıma devrim gerçekleştirmiş ve akıl olgusunu ön plana çıkarmıştır. İnsanlığın karşısında bundan böyle Kant’ın “Sapere aude!” vurgusu vardır. “Bilen, düşünebilen insan” geçmişinden daha farklı düşünmelidir. Bu yeni düşünce şekli elbette sadece felsefe disipliniyle sınırlı kalmamıştır. Edebiyat, resim, müzik, heykelcilik gibi disiplinlerde de yansımasını bulabileceğimiz bu yeni düşünce şekli temel olarak saygı, tolerans, empati gibi değerleri esas almaktadır. Alman edebiyatının o dönem ortaya konulmuş eserlerinde onur, erdem ve hoşgörüye dair izleklere rastlamak mümkündür. 18. yüzyıl Alman edebiyatı, Aydınlanma felsefesinden belirli açılardan beslenmiştir. Özellikle de Avrupa aydınlanmasının öncülerinden Immanuel Kant’ın akıl (Vernunft) ve zihin (Verstand) gibi vurgularının Alman Aydınlanma edebiyatına yansımalarını bulmak mümkündür. Bu çalışma, aydınlanma felsefesinin yanı sıra, Lessing’in Bilge Nathan eseri üzerinden belirli örnekler sunarak Alman Aydınlanma edebiyatını genel bir çerçevede özetlemektedir.
When the increasing needs of the globalizing world are taken into account, it should not be surprising that humane concepts like tolerance, understanding and empathy come to mind in the first place. Since Homo habilis, the humanity has not only shown physiological or technological developments and transformations, but also shown emotional developments. These have sometimes been positively scattered and sometimes negatively expanded. In the 18th century, Homo sapiens, with the experiences he collected from the past, in order to prevent the negative progress, realized in a way a revolution and brought the intelligence into the forefront. From this day forth, there is Kant's "Sapere aude!" emphasis in the face of humanity. “A wise man” should think differently from his past. This new way of thinking is of course not only limited to the discipline of philosophy. This new way of thinking, which can be found in disciplines such as literature, painting, music, and sculpture, is based on values such as respect, tolerance and empathy. It is possible to find themes of honor, virtue and tolerance in the works of German literature that were presented at that period. 18th-century German literature has been benefited from the philosophy of enlightenment in certain aspects. Especially, it is possible to find the reflections of Immanuel Kant’s, who is one of the pioneers of European enlightenment, emphasis such as reason (Vernunft) and mind (Verstand) on German enlightenment literature. In addition to the philosophy of enlightenment, this study summarizes the German enlightenment literature in a general framework by providing specific examples from Lessing's Nathan the Wise.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 13 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 10 Sayı: 20 |