İkinci Yeni şiiri kent merkezli ve kenti anlatan bir şiirdir. Bu hareket içinde yer alan şairlerin büyük kısmı bu hareketin ortaya çıkmasından önce farklı anlayışlarla şiirler yazmışlarsa da 1950’li yıllardan itibaren taşradan uzaklaşmışlardır. Mekân bağlamında şiirleri genel olarak İstanbul’da geçer veya bizzat İstanbul’u konu eder. 1960’lı yıllardan sonra sosyalist hareketin ve yerelciliğin etkisiyle yeniden taşrayı işlemeye başladığı görülen İkinci Yeni şairleri bu duruma rağmen merkezle bağlarını tümüyle koparmazlar ve İkinci Yeni şiiri genel anlamda kentli bir şiir olarak kalır. Kent insanını onun dünyasından ve onun dilinden anlatan İkinci Yeni şairleri arasında İstanbul doğumlu olan tek şair Edip Cansever’dir. Şiirlerinde kent insanının kendine ve çevresine yabancılaşmasını, yalnızlığını yoğun bir dil anlayışı ve çarpıcı imgelerle söze dökmedeki başarısıyla bilinen Cansever, İkinci Yeni şiirinin genel eğiliminin aksine kent içindeki doğayla ve taşrayla ilişkisini sürdürür. Cansever’in Eylülün Sesiyle (1981) kitabında yer alan “Su Altında Kanat Çırpan Üveyik” şiiri onun Anadolu ve taşrayla kurduğu özgün ilişkinin estetiğini vermesi açısından önemlidir. Bu makalede, İkinci Yeni’nin diline şeklini veren önemli şairlerden biri olan Edip Cansever’in “Su Altında Kanat Çırpan Üveyik” şiirinde İkinci Yeni anlayışının dışına çıkması ele alınacak; şairin taşra imgesini kurarken halk dilini/imgelemi nasıl değerlendirdiği ve modern dili/imgelemi ne gibi dönüşümlerden geçirdiği tartışılacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 13, 2021 |
Submission Date | October 8, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 25 Issue: 3 |