Tanzimat Fermanı’yla
birlikte yüzünü Batı’ya çeviren ve dolayısıyla “yeni” olarak nitelendirilen
Türk edebiyatı döneminde Batılı anlamda hikâye ve roman türlerinde eserler
verilmeye başlanmıştır. Bugün bu edebî türlerde hayli ilerlemiş olan Türk
edebiyatında Tanzimat’tan beri pek çok yazarın hikâye ve romanının sandıklarda
gizli kaldığı bilinmektedir. Bu makalenin konusunu oluşturan Serap romanı da bunlardan biridir.
Yazarı Vildan Uzel (1903-1976) 19.yy Osmanlı siyasi hayatında yeri olan posta
nazırlarından İzzet Efendi’nin ailesine mensuptur. Dolayısıyla dönemine göre özellikle
bir genç kız için iyi eğitim almış, ilgi duyduğu edebiyat, resim ve klasik Batı
müziği konularında ayrıntılı bilgi sahibi olmayı başarmıştır. 20 yaşındayken, daha
sonra Teknik Eğitim Müsteşarı olarak Cumhuriyet tarihine adını yazdıracak kimyacı
Rüştü Uzel’le evlenmiş, daha çok pozitif bilimlerin, teknik meselelerin
konuşulduğu bir hayata geçiş yapmıştır. Kendi ilgi alanlarından uzaklaşmış;
kocasına destek olmuş, iki çocuğunu itinayla büyütmüştür. Ön plandaki eş ve
anne kimliklerinin yanında, sağlığında kocası dışında kimsenin okumasına
müsaade etmediği tek romanı Serap ile
“gizli kalmış yazar” kimliğini de taşımaktadır. Bu çalışmada Vildan Uzel ve onun
vefatından yıllar sonra ortaya çıkan romanının incelemesi yapılmış, böylelikle Türk
edebiyatında kadın yazarlarla ilgili tarihi ve sosyolojik araştırmalara katkı
sağlanması amaçlanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 9, 2018 |
Submission Date | July 26, 2018 |
Acceptance Date | October 3, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 44 |