Tanzimat ile
birlikte Türk edebiyatında sıkça ele alınan
konulardan biri, yozlaşma ya da millî kültürüne yabancılaşmadır. Diğer bir
ifadeyle Tanzimat Dönemi’nden günümüze kadar millî kültüre yabancılaşmanın
birey ve toplum üzerindeki yıkıcı etkileri özellikle romanlarda ele alınır.
Bazı yazarlar, Tanzimat Dönemi ile artan yozlaşmanın roman kişileri üzerindeki
olumsuz etkilerini anlatıp meselenin bireyi, birey üzerinden de toplumu nasıl
etkilediğini gözler önüne sererken bazı yazarlar da “kendi kültürüne
yabancılaşmış” roman kişilerini, bir süre sonra, bu kimlikten uzaklaştırarak “sorumlu/ideal
insan” vasfına ulaştırır. Bunlardan en çok bilineni, Kiralık Konak’taki Hakkı Celis’tir. Bu çalışmada, bu tür roman
kişilerinden “gazeteci” olanlara odaklanılacaktır. 1950 ve 1980 yılları
arasında basın hayatını ele alan Refik Erduran’ın Yağmur Duası (1954), Kemal Tahir’in Esir Şehrin İnsanları (1956), Attilâ İlhan’ın Kurtlar Sofrası (1963), Bıçağın
Ucu (1973), Yaraya Tuz Basmak (1978) ve Meliha İksel’in Deli Kız (1960) isimli romanlarında da önce “millî kültürüne
yabancılaşan” ama daha sonra “idealist kimliğe” bürünen gazeteci roman kişileriyle
karşılaşırız. Bahsini ettiğimiz romanlardaki gazeteciler, kültürel yozlaşmaya
uğramış kişilerin nasıl ideal bir aydın kimliğine büründüğünü belirlemede ipuçları
verir.
Türk romanı basın hayatı gazetecilik ve gazeteciler millî hayat yabancılaşma yozlaşma idealist kimlik
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2019 |
Submission Date | February 5, 2018 |
Acceptance Date | May 20, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 45 |