Kayalıdere Kalesi, Urartu krallığının batıya açılan yol ağı üzerinde yer alan önemli merkezlerden biridir. Aynı zamanda konumu itibariyle de bu bölgeleri kontrol eden önemli bir eyalet merkezi durumundadır. Tek sezon sürmesine rağmen 1965 yılı kazıları, buluntu zenginliği ve verilerin niteliği açısından kalenin önemini açıkça ortaya koymaktadır. Muş Alparslan II Barajının su tutma işlemleri bittikten sonra adaya dönüşecek olan kalede, 2018 ve 2019 yıllarında iki sezon süren kurtarma kazıları yapılmıştır. Su altında kalacak alanlara ilişkin sur duvarlarının belirlenmesi, sitadel alanlarındaki mimarinin tespiti ile mevcut mimari dokuların (tapınak, depo, kaya mezarı vs) korunmasına yönelik kazı temizlik ve geçici koservasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Son dönem kazıları ile de hatırı sayılı verilere ulaşılmıştır. Bunlardan en önemlisi taş döşeli alan ile mekanların yer aldığı aşağı sidatel ile dinsel törenlerin yapıldığı stelli alanlardır. Tüm kazı sezonları süresince herhangi bir yazıtın tespit edilememesi Kayalıdere’nin tarihlendirilmesinde tartışmalara sebep olmaktadır. Karbon analizlerinden gelen ham bilgiler, şimdilik kalenin Urartu’nun ilk dönemleri ile ilişkilendirimesine olanak vermektedir.
Kayalıdere fortress is one of the important centers that on the Urartian Kingdom's road network which opens to the west. İts also an important provincial center controlling these regions as of its location. Although it was only one season, the 1966 excavations clearly reveal the importance of the fortress in terms of the wealth of finds and the qualityof the data. Two season-long rescue excavations have been carried out in 2018 and 2019 at the fortress which will be turn into an island after the water retention operations of the Muş Alpaslan II dam have been completed. Determinationof the fortifications connected with the areas which will underwater, determination of the architecture in the citadel areas and excavation, cleaning and temporary conservation works were carried out for the protection of existing architectural tissues ( temple, store room, rock tomb etc.). Remarkable data has also been obtained from recent excavation. The most important of these is the stone paved area and the lower citadel, where the architectural units are located, and the stelea area where religious ceremonies are carried out. The failure to identify any inscriptions during the entire excavations seasons has been causing controversy in the dating of the Kayalıdere. Raw information from carbon analyses currently allows the fortress to be associated with the early period of Urartu.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Archaeology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 2 |