Sürdürülebilirlik kavramı 1987 yılında Birleşmiş Milletler Brundtland Komisyonu tarafından global
gündeme taşındığında, kavrama yakın ilgi gösteren küresel toplumun birçok parçası, siyasi, ekonomik ve
toplumsal çatışmalar yaşıyordu. Sürdürülebilir bir yaşam için kanuni önlemler alan ve siyasi gündemlerinin
merkezine bu kavramı yerleştiren devletleri; sivil toplum kuruluşları, belediyeler, şirketler ve medya takip
etti ve hepsi de ekonomik büyüme kadar yaşanabilir bir çevre ve toplum anlayışı için stratejiler geliştirmeye
başladılar. Zaman içinde sürdürülebilirlik, kapsamına ekonomik ve çevresel konuların yanısıra toplumsal
meseleleri de almaya başladı. Her ne kadar sürdürülebilirlik uygulamaları bazı şirketler için şekilsel kalsa
ve bir yönetim modasına uyum sağlama çabasından öteye gitmese de, gerçek bir toplumsal değişim için
samimiyetle sorumluluk üstlenen organizasyonların sayısı giderek arttı ve sektörde bu yönde normların
gelişmesini sağladı. Türkiye’de de giderek daha çok şirket, gelişen sürdürülebilirlik bilinci ve etrafında
şekillenen toplumsal beklentiler ışığında iletişim stratejilerini yeniden kurguladı. Bu süreçte öncü olan
şirketlerin bu dönüşümü nasıl deneyimledikleri, yeni felsefelerini paydaşların değerlerine ne derece içkin
hale getirdiklerini anlamak da önem kazandı. Bu saikle çalışmada, Doğuş Otomotiv’in sürdürülebilirlik
değerleri ve bunların yaygınlaşması için izledikleri iletişim stratejilerine odaklanılmıştır. Niteliksel bir
bakış açısıyla sürdürülebilirlik raporları ve web sitelerinde içerik analizi yapılmış, ayrıca üst düzey bir
Kurumsal İletişim yöneticisiyle derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiştir. Buna göre sürdürülebilirliğin,
tüm paydaşlar arası katılımcı, esnek, açık iletişim temelli, ayrıca kurumsal etik anlayış ve şirket kültürüne
içkin dinamik ve kapsamı geniş bir kavram olarak tanımlandığı sonucuna varılmıştır. Bununla beraber,
iletişiminin farklı paydaşlara göre farklı mecralarda gerçekleştiği ve hızlı değişen sürdürülebilirlik
gündemlerinin giderek hızlanan yeni medya sayesinde hızla yayılmasının sürdürülebilirlik iletişimi
açısından hem fırsatlar hem de güçlükler arz ettiği neticesi ortaya çıkmıştır.
Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi
Prof.Dr. İdil Karademirlidağ Suher, Leyla Gürbüz, Ebru Kantoğlu
The concept of sustainability was introduced in 1987 by the United Nations Brundtland Commission,
at a time when global society was experiencing various political, economic and social conflicts. States
developed legal measures for a more sustainable life and placed the topic at the core of their political
agendas. They were followed shortly by non-governmental organizations, municipalities, companies and
the media, who started developing strategies for economic growth that also integrated a sustainable natural
environment and society. Although sustainability practices in the business world sometimes remained
superficial for some companies and did not go beyond an effort to adapt to business trends, the proportion
of corporations that take genuine action for real social change has gradually increased and this has led to
the development of norms in the private sphere. In Turkey, more and more companies have redesigned
their communication strategies in light of the growing awareness around sustainability and the related
social expectations. In this process, it became important to understand the way in which leading companies
experienced this transformation and to what extent they combined sustainability practices with the values
of their stakeholders. With this purpose in mind, this study focuses on Doğuş Otomotiv’s sustainability
values and the communication strategies they implement to spread them. Content analysis was con1ducted
on sustainability reports and websites from a qualitative perspective, and an in-depth interview was held
with a senior Corporate Communications manager. Accordingly, it has been concluded that sustainability
is defined as a participatory, flexible, open communication-based concept among all stakeholders, as well
as a dynamic and broad concept inherent in corporate ethics and company culture. It also appears that sustainability communication takes a different form in different channels depending on the stakeholder
profile, and that in this sense, new media presents both opportunities and challenges.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 29, 2022 |
Submission Date | November 5, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 39 |
All articles published in the Turkish Review of Communication Studies are licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.