Atmosferdeki karbon miktarında yaşanılan artışı tetikleyen unsurlar arasında yanlış tarım tekniklerinin uygulanması, orman alanlarının tahrip edilmesi ve arazi kullanımında görülen değişimler yer almaktadır. Bu yükselme eğilimin önüne geçebilmenin en etkili yollarından birisi de karbonun “toprak” bünyesinde kalmasının sağlanabilmesidir. Karbonun toprağın bünyesinde depolanabilmesi için çölleşme ile mücadele edilmesi, biyoçeşitlilik kayıplarının durdurulması ve arazi tahribatının dengelenmesi kritik adımlar olarak değerlendirilmektedir. Ancak, Arazi Tahribatının Dengelenmesi (ATD)’nin sağlanmasında önemli bir biyofiziksel göstergesi olan ve Küresel Toprak Paydaşlığı (Globa Soil Partnership-GSP) tarafından toprağa yönelik on temel tehdit arasında görülen “toprak organik karbonundaki kayıplar” günümüzde etkisini daha yoğun olarak hissettirmektedir. Bu kapsamda, toprak organik karbonundaki kayıpların önüne geçebilmek ve Sürdürülebilir Toprak Yönetimi (STY) sağlamayı teminen, toprak organik karbon stoklarının miktarının belirlenmesi, zamansal ve alansal değişkenliğinin izlenmesi, stok miktarının korunması ve artırılmasına yönelik faaliyetlere daha fazla ağırlık verilmeli ve bu çalışmalar çeşitlendirilmelidir. Bu bilgiler doğrultusunda, bu çalışmada Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi başta olmak üzere, toprak organik karbonunun STY içerisindeki yeri ve önemine değinilmiştir. Türkiye’de bu alanda gerçekleştirilen proje örnekleriyle zenginleştirilen çalışma ile konuya ilişkin politika önerilerinde bulunulmuştur.
Implementation of improper agricultural practices, destruction of forest areas and land use changes are among the factors that trigger the increase in the amount of carbon in the atmosphere. One of the most effective ways to prevent this upward trend is to ensure that carbon remains in the “soil”. Combating desertification, stopping biodiversity losses and land degradation neutrality are considered as critical steps so that the carbon can be stored in the soil. However, “losses in the soil organic carbon”, which is an important biophysical indicator in ensuring Land Degradation Neutrality (LDN) and seen among the ten main threats to soil by the Global Soil Partnership (GSP), makes its impact more intense today. In this context, more emphasis should be placed on activities aimed at determining the amount of soil organic carbon stocks, monitoring temporal and spatial variability, protecting and increasing the stock amount, and these studies should be diversified in order to prevent losses in the soil organic carbon and to ensure Sustainable Soil Management (SSM). In line with this information, the place and importance of the soil organic carbon in the SSM, especially the 2030 Agenda for Sustainable Development, has been mentioned in the study. Policy recommendations were made on the subject by the study enriched with the examples of projects carried out in this field in Turkey.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Ecology |
Journal Section | Review |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 6 Issue: 2 |