The discussions on alphabet and language in the Ottoman Empire began with the announcement of the Tanzimat Fermanı (Reforms Edict). After the establishment of the Republic, efforts to reform the alphabet and the language accelerated, involving various initiatives towards Turkification and simplification of the language. One of the significant implementations in this regard was the simplification of the language of the Teşkilatı Esasiye (Fundamental Law) and its rebranding as Anayasa (the Constitution), which was adopted by the Parliament on January 10, 1945, and published in the Official Gazette on January 15, 1945. This implementation, which received support at the time, was reversed with the rise of the Democratic Party and an accompanying change in political perspective. On December 24, 1952, the Teşkilatı Esasiye was reinstated with its original language, as suggested by the then Minister of Foreign Affairs, M. Fuad Köprülü, and was published in the Official Gazette on December 31, 1952. The reinstatement of the Teşkilatı Esasiye led to significant debates in the Parliament, with claims that the language reform was a forced practice. This study will evaluate whether the language reform was truly successful by comparing the vocabulary of the Anayasa (1945) and the Teşkilatı Esasiye (1952), utilizing the Turkish Written Language Frequency Dictionary (1945-1950). Did these changes really originate from the failure of the language reform, or were they implemented entirely on the basis of an ideological approach? Our findings suggest that the abolition of the Anatasa and the reinstatement of the Teşkilatı Esasiye were driven by political perspectives and that the language reform achieved a degree of success.
Osmanlı Devleti’nde alfabe ve dil tartışmaları Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla başlamıştır. Cumhuriyet’in ilanından sonra alfabe ve dil çalışmaları hızlanmış, Türkçeleşme/sadeleşme yolunda çeşitli çalışmalar söz konusu olmuştur. Bu doğrultudaki önemli uygulamalardan biri Teşkilatı Esasiye’nin dilinin sadeleştirilerek Anayasa adını alması, 10 Ocak 1945 tarihinde Meclis’ten geçerek ve 15 Ocak 1945 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmesidir. Döneminde destek görmüş bu uygulama Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi ve siyasi bakış açısının değişmesiyle birlikte geri alınmış, dönemin Dış İşleri Bakanı M. Fuad Köprülü’nün önergesiyle, Teşkilatı Esasiye eski diliyle 24 Aralık 1952 tarihinde Meclis’ten geçerek 31 Aralık 1952 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Teşkilatı Esasiye’nin tekrar yürürlüğe girmesi dönemin Meclis’inde büyük tartışmalara neden olmuş, dil devriminin zorlama olduğu iddia edilmiştir. Bu çalışmada Anayasa (1945) ve Teşkilatı Esasiye’nin (1952) söz varlığı karşılaştırılarak Yazılı Türkçenin Kelime Sıklığı Sözlüğü (1945-1950 Arası) adlı çalışmadan hareketle dil devriminin o dönemde gerçekten başarılı olup olmadığı değerlendirilecektir. Yapılan bu değişiklik gerçekten dil devriminin başarısızlığından mı kaynaklanıyordu? Yoksa tamamen ideolojik yaklaşım nedeniyle mi bu değişiklik yapıldı? İncelemelerimiz ve tespitlerimiz Anayasa’nın kaldırılıp Teşkilatı Esasiye’nin yürürlüğe girmesinin siyasi bakış açısından kaynaklandığını ve dil devriminin belli ölçüde başarıya ulaştığını ortaya koymaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Lexicography and Semantics, New Turkish Language (Turkish of Old Anatolia, Ottoman, Turkiye) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | September 29, 2024 |
Publication Date | September 30, 2024 |
Submission Date | August 14, 2024 |
Acceptance Date | September 27, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
* Hakemlerimizin uzmanlık alanlarını detaylı olarak girmesi süreçte hakem ataması açısından önem arz etmektedir.
* Dergimize gönderilen makaleler sadece ön değerlendirme sürecinde gerekçe gösterilerek geri çekilebilir. Değerlendirme sürecine geçen makalelerin geri çekilmesi mümkün değildir. Anlayışınız için teşekkür eder iyi çalışmalar dileriz.