Bu çalışma, Orta Afrika
Cumhuriyeti’nde yaşanan dini kimlik bunalımının, kurumsal çöküşün ve dini
kimlikler üzerinden yürüyen siyasi iktidar mücadelesinin, ülkenin stratejik
düşünme kapasitesi üzerine olan etkisini analiz etmektedir. Buna göre; Orta
Afrika Cumhuriyeti’nde toplumun Müslüman-Hıristiyan olmak üzere ayrışmaya ve
çatışmaya başlamasındaki temel etken, dini kimlikler üzerinden yürüyen siyasi
iktidar mücadelesidir. Toplumun yaşadığı kimlik bunalımı (toplumsal uzlaşı
sorunu), devletin kurumsal işleyiş mekanizmasını da derinden etkilemiştir. Öyle
ki, devletler toplumsal kimliğin ürettiği değerlerden hareket etmektedir.
Toplumda yaşanan olası bir kimlik bunalımı ise devletin belirli bir kimlik üzerinden hareket etme kabiliyetini
kısıtlar ya da tamamen yok eder. Bu durumda devlet, iç ve dış siyasada doğru
analiz yapma ve akılcı politikalar üretme yetisini kaybeder. Diğer bir deyişle
bu durum devletin akıl tutulması yaşamasına ve dış politikada stratejik düşünce
eksikliğine yol açar.
Orta Afrika Cumhuriyeti
örnekleminden hareketle Afrika genelinde yaşanan sorunların temeline bakılacak
olursa; Afrika, etnik ve dini kimlikler üzerinden ayrışmaya ve çatışmaya
başlamıştır. Bunun sebeplerini, salt Afrika toplumlarının yapısında veya kötü
yönetişim örneği sergileyen devlet yapılanmalarında aramak yerine, Afrika’nın
sömürgecilik geçmişine ve Batı’nın Afrikalılar üzerindeki kimlik inşası ve
şekillendirmesi sürecine giderek araştırmak ve analiz etmek gerekir. Afrika
toplumunun kimliğini şekillendirebilen Batılılar, toplumun kimliğinden mülhem
alarak iç ve dış siyasasını belirleyen Afrika ülkelerinin ‘devlet aklını’ da
kolayca ele geçirebilmektedirler. Batı’nın yeni sömürgecilik anlayışı, Afrika
toplumundaki geleneksel kültürün çatışmacı bir kültüre evrilmesine yol
açmıştır. Batı’nın Afrika üzerindeki tahakkümü devam ettiği sürece, Afrika’daki
etnik ve dini kimliklerin çatışması da devam edecektir.
This study examines the impact of a religious identity crisis, institutional
collapse and political power struggle advancing over the religious identity
taking place in the the Central African Republic
on the strategic thinking capacity of the country. Accordingly, the main factor
of religious decomposition and conflict occurring between Muslim-Christian in the
Central African Republic is political
power struggle preceding over religious identities. Distinctiveness crisis
taking place in society (social friction) has deeply affected the institutional
functioning of the state mechanism. Along with that, the state is acting by
being inspired by the values produced by
social identity. A possible identity crisis occurring in society restricts or
completely destroy the ability to act over the certain
identity of the state. In this situation, the state loses its ability to
produce accurate analysis and rational policies in the domestic and foreign
policies. Due to this situation, it leads towards statics and the lack of
strategic thinking in foreign policy.
Africa has begun to decompose and clash over
the ethnic and religious identities. It is necessary
to investigate and analyse the reasons by
making references to Africa's colonial past and the West’s identity
construction and shaping process over Africans. The Westerners, who can shape
the African identity, also can easily capture the African’s ‘state of mind’
which determine the domestic and foreign policy inspiring by society’ identity.
Western neo-colonialism understanding has led to
a traditional
culture in Africa to evolve into conflicting culture. As long as the Western
domination continues over Africa, the clashes of religious and ethnic groups
are going to continue as well.
Central African Republic Social Reconciliation Strategic Imagination Religious Identity Identity Construction
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | May 29, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 1 Issue: 1 |