Philosophers of logical paradigm in Linguistic Philosophy asserted the following theory: “Only the cognitive propositions are meaningful. Ordinary language more or less contains ambiguity. It is therefore essential to build an ideal language.’’ This insight was reductionist. It ignores the fact that language has various linguistic forms, and propositions and utterances shall not be limited by cognitive propositions and utterances. This lead to a reaction on reasonable grounds. This reasonable reaction was called Ordinary Language Philosophy. These developments in language philosophy have influenced the ways of religious philosophizing and have lead to the expansion of religious language studies. Religious language studies have two various forms. The first is to search for motives to the problems of religious language in the scriptures. The other is the search for a general linguistic criterion that can be applied in all studies of the Philosophy of Religion. The second category of religious language studies was emerged mostly by the influence of the formal language theory of logical paradigm. Consequently, based on some linguistic elements selected from scriptures, an ideal language and terminology has been tried to be created in the Philosophy of Religion. In addition, arguments are given in a logical form. However, it is not possible to construct a universal linguistic criterion that allows us to understand the scriptures correctly. It is also impossible to idealise the language and linguistic features of a religious text. When conveying their messages to their acceptors, they do not use a general linguistic significance criterion or a formal language that is a source for all languages. On the contrary, like all linguistic expressions, they use the everyday language of the society they address.
Religious philosophy linguistic philosophy relicious words logic ideal language ordinary language
Dil
felsefesindeki Mantıkçı Paradigma filozofları şu tezi ileri sürdüler: “Sadece
kognitif önermeler anlamlıdır. Gündelik dilimiz az veya çok belirsizlikler
içerir. Bu nedenle ideal bir dil oluşturmak zorunludur.” Bu anlayış
indirgemeciydi. Dilimizin ifadelerinin çok çeşitli olduğunu, önermelerimizin ve
sözcelerimizin kognitif önerme ve sözcelerle sınırlandırılamayacağını göz ardı
etmişti ve bu haklı bir tepkiyi ortaya çıkardı. Bu haklı tepki de Gündelik Dil
Felsefesi adını almıştır. Dil Felsefesindeki bu gelişmeler, Din Felsefesi yapma
biçimlerine de etki etmiş ve din dili çalışmalarının yaygınlık kazanmasına neden
olmuştur. Din dili çalışmalarının ise iki farklı biçimi vardır. Bunlardan ilki;
Din Felsefesinin problemlerine kutsal metinlerdeki ifadelerden dayanak aramadır.
Diğeri ise, tüm Din Felsefesi çalışmalarında uygulanabilecek genel geçer bir
dilsel kriter aramadır. İkinci grup din dili çalışmaları, daha çok Mantıkçı Paradigma’nın biçimsel dil
kuramının etkisiyle oluşmuşlardır. Bunun sonucunda, kutsal metinlerden seçilen
bazı dilsel öğelerden hareketle, Din Felsefesinde ideal bir dil ve terminoloji
oluşturulmaya çalışılmıştır. Ayrıca ele alınan tezlerin mantıksal bir formda
sunulmasına gayret edilmiştir. Oysa kutsal metinleri doğru anlamamızı sağlayan evrensel
bir dilsel kriter inşa etmek mümkün değildir. Ayrıca, bir dini metnin dilinin
ve dilsel özelliklerinin idealleştirilmesi imkânsızdır. Kutsal metinler
mesajlarını muhataplarına iletirlerken, genel bir dilsel anlamlılık ölçütü ya
da bütün dillere kaynaklık eden biçimsel bir dil kullanmazlar. Tersine bütün
dilsel ifadeler gibi, hitap ettikleri toplumun gündelik dilini kullanırlar.
Din Felsefesi Dil Felsefesi Dinî Sözceler Mantık İdeal Dil gündelik dil
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 28 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.