Günümüz toplumu, kültür endüstrisinin yaşam pratikleri ile her şeyi tüketen ve ondan haz alan bir hayat yaşamak amacındadır. Öyle ki bilgi bile sadece enformasyon
boyutuyla tüketimin nesnesi konumuna gelmiştir. Diğer yandan saf bilgi, iktidarın, kendini yeniden inşa etmek için yararlandığı bir araç haline dönüşmüştür. Bilgi, toplumu tüm yönetsel süreçler hakkında aydınlatan güçlü bir olgu olduğu için
yeterince bilgi sahibi olan bireyler, bu bilgiyi her türlü yaşam alanlarında ve süreçlerde kullanacakları için özgürleşmektedirler. Böylelikle politik olanın da ayırdına
vararak daha iyi yönetim, daha fazla insan hakları ve daha sağlam bir demokrasi
umudu için özgür ve saf bilgiye ihtiyaç duyarlar. Tüm insanlığın yararına olan bilgi
bir yanıyla büyük bir güç aracına da çevrilebilir. Küresel yönetim mekanizmaları ve
aktörleri için bilgi kısmen özgür bırakılmalıdır. Onlara göre toplumun refahı için
kamusala dair bilgi sadece yönetim mekanizmalarını ellerinde tutan seçkin sınıfın
elinde olmalıdır. Bu nedenle asıl bilgi saklı tutulur. Aynı zamanda bu bilginin nereden ve hangi yolla biriktirildiği de bir başka tartışma konusudur. Devletler toplumu ve bireyi ayırt etmeksizin gözetim altında tutmakta, onlara dair her türlü veriyi
elindeki tüm olanaklarla (dijital veya diğer ortamlar aracılığı ile) toplamaktadırlar.
Böylelikle konuşulan, yazılan ve paylaşılan hiçbir bilgi kişiye özel kalamamaktadır.
Mevcut durum böyle iken bilginin özgürlük olduğu bilincini paylaşan söylem aktörleri insanların hayatlarına dair bilgiye sınırsız erişimi ve gerçeklikler hakkında
gerekli bilgiye sahip olmaları için söylemi açımlama savaşımına girmektedirler.
Edward Snowden, bu açımlayıcılara verilebilecek iyi bir örnektir. Bu çalışmada toplumun dijitalleşmesinin yarattığı kültür ve aldığı hal, bilginin dijital ortamlarda akışı, söylemin kurulması, kapatılması ve açımlaması savaşımı Edward Snowden Olayı
örneğinde tartışılmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 3 |