Soğuk Savaş’ın yumuşama döneminde SSCB, Batı Blokuna yönelik barış içinde bir arada yaşama politikasını sürdürürken, Türkiye çok yönlü bir dış politikayı benimsedi. Karşılıklı üst düzey ziyaretlerle pekiştirilen ve iç, bölgesel ve uluslararası etkenlere bağlı olarak gelişen Türk-Sovyet ilişkilerindeki yakınlaşma süreci, 1960’ların ikinci yarısında başladı. Türkiye SSCB ile yakın ilişkilerini 1979’da Sovyetlerin Afganistan müdahalesine kadar sürdürdü. Yumuşama döneminde SSCB’den ziyade Yunanistan, Ankara tarafından bir tehdit olarak görüldü. Türkiye’nin tehdit algısının dönüşümünde ve Türk-Sovyet ilişkilerinin normalleşmesinde Kıbrıs Sorunu önemli bir rol oynamıştır. Bu çalışma, 1964’ten 1979’a SSCB’nin ve Türkiye’nin Kıbrıs politikalarını incelemektedir.Moskova’nın ve Ankara’nın Kıbrıs politikalarında, farklı nedenlerle de olsa, enosis karşıtlığında ortak bir noktada buluştukları savunulmaktadır. Kıbrıs’ın Yunanistan ile olası birleşmesi, Doğu Akdeniz’de NATO/ABD etkisinin artmasına yol açabilecekti. Moskova, Washington’un bölgedeki denetimini arttıracak her politikaya karşı çıkarken; Ankara, Türkiye ve Yunanistan arasındaki bölgesel dengenin korunmasıyla ilgileniyordu. Kıbrıs’ın Yunanistan ile olası birleşmesi aynı zamanda Akdeniz’deki dengeyi Yunanistan’ın lehine bozabilecekti. Bu nedenle SSCB ve Türkiye, Kıbrıs’ın bağımsızlığını desteklediler ve iki toplumun eşit haklarını vurguladılar.
During the détente period of the Cold War, while USSR maintained its policy of peaceful coexistence toward the Western Bloc, Turkey adopted a multi-faceted foreign policy. Rapprochement process of Turkish-Soviet relations which was reinforced by mutual high-level visits and developed due to internal, regional and international factors, began in the second half of 1960s. Turkey maintained its close relations with the USSR until the latter’s intervention in Afghanistan in 1979. During the détente period, instead of USSR, Greece was seen as a threat by Ankara. The Cyprus Question has played an important role in the transformation of Turkey’s threat perception and normalization of Turkish-Soviet relations. This study analyses the Cyprus policies of USSR and Turkey from 1964 to 1979. It argues that Moscow and Ankara found a common ground in their Cyprus policies on their opposition to enosis, though for different reasons. The possible incorporation of Cyprus into Greece could lead to enlargement of NATO/US influence in the Eastern Mediterranean. While Moscow opposed any policy that would reinforce Washington’s control in the region, Ankara was interested in maintenance of the regional balance between Turkey and Greece. The possible union of Greece and Cyprus could also disrupt the balance in the Mediterranean in favour of Greece. Therefore, USSR and Turkey supported the independence of Cyprus and emphasized the equal rights of the two communities.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 18, 2018 |
Submission Date | July 27, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 8 |