Yeni medyanın başlangıç yıllarında, araştırmacılar iki dünya hakkında konuşurlardı: gerçek dünya ve sanal dünya. Semantik algoritmalar, arttırılmış gerçeklik ve yapay zeka gibi ortaya çıkan teknolojiler bu iki dünyayı birleştirmişti. Bankacılık, adliye, kamu yönetimi gibi bazı hizmet sağlayıcıları halen “iki dünya” kavramı etrafında çalışmaya devam etse de, gündelik deneyimler dijital teknoloji kullanıcılarını şu gerçekliğe alıştırmakta: gerçek ve sanal “dünyalar” artık birbirinden ayrılamazlar. Bu paradoks kullanıcılarda öfke yaratıp pek çok etik sorunlara sebebiyet verebilir.Bu çalışmada algoritmalar, chat-botlar (rehber robot), robotlar, kobot (işbirlikçi robotlar) ve yapay zeka sistemlerinin hep birlikte hem iletişim aktörü kavramının yenilenmesini hem de bağlamsal-materyal düğüm diye adlandırılan yeni bir kavramla birlikte kullanıcıların dijital eğitimini yeniden düşünmeyi teşvik ettiğine vurgu yapılırken mevcut yeni medya ortamına dair gözlemlere yer verilmektedir. İkinci kısımda ise, bazı örneklere dayanarak “tek dünya” kavramı açıklanacaktır. Tüm bunların amacı dijital beşikten sanal mezara kadar beşer kullanıcıya eşlik etmek veya başka bir deyişle ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili aşırı paylaşım yapmaları ve dijital mirası idare etmek gibi dijitalleştirilmiş “tek dünyamızda” hayatımızı ilgilendiren belirli etik sorunları resmetmektir.
Ebeveynlerin aşırı paylaşım yapmaları Dijital miras Yapay zeka Gerçek-Sanal Dünya
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Çeviri |
Yazarlar | |
Çevirmenler | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 2 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 14 |