Osmanlı Devleti’nin yükselme döneminde ne “Boğazlar Sorunu” ne de “Doğu Sorunu” vardı. Devlet çeşitli nedenlerle gücünü yitirmeye başlayınca; Batılı emperyalist devletlerce İmparatorluk topraklarını ele geçirmek amacıyla “sözde sorunlar” yaratıldı. “Türk Boğazları” da Avrupalı devletler arasında bir mücadele alanı haline getirildi; Osmanlı Devleti ise ikili ve çok taraflı anlaşmalar imzalamak zorunda kaldı ve boğazlar üzerindeki hâkimiyet hakkını bu devletlerin insafına terk etti.
Atatürk önderliğinde kazanılan “Türk Kurtuluş Savaşı”nın zaferle sonuçlandırılması ve Lozan’da elde edilen diplomatik başarı, yeni bir “Türk Devleti”nin uluslararası alanda tanınmasını sağladı. Ancak, İnönü Başkanlığında Türk Milleti’nin haklarını savunan “Temsil Heyeti”nin tüm çabalarına karşın, “Boğazlar Rejimi” konusunda arzu edilen netice elde edilemedi.
Lozan Boğazlar Sözleşmesine göre: Boğazların iki yakasının, Semadirek, Limni, İmroz, Bozcaada ve Marmara Denizi’ndeki adaların askersizleştirilmesi; geçişi sağlamak ve denetlemek amacıyla Türkiye’nin başkanlığında kurulan bir komisyonun oluşturulması; bu düzenlemelerin “Milletler Cemiyeti”nin güvencesi altında sürdürülmesi kararlaştırıldı. Boğazlardan geçiş serbestisinin ilke olarak kabul edilmesi; genel olarak “Misakı Milli”nin genel hükmüne uygundu; Türkiye savaşa katılırsa yalnız tarafsız gemilerin ticaret ve savaş gemileri, düşmana yardım etmemek koşuluyla geçebilecekti. Barış zamanında ise, Karadeniz’e kıyısı olan devletlerden en büyük donanmaya sahip ülkeninkinden daha çok savaş gemisi ve uçak olmamak şartıyla, askeri gemi ve uçaklar Karadeniz’e geçebilecekti; Türkiye bu geçişler sırasında ortaya çıkabilecek sonuçlardan sorumlu tutulmayacaktı.
Bu araştırmamızda, Osmanlı Devleti’nin son döneminde, “Türk Boğazları” ile ilgili yaşanan gelişmeler ve “Lozan Boğazlar Sözleşmesi” iki bölüm halinde; Tarih Metodolojisinin ilke ve kurallarına uygun bir biçimde analiz edilmiştir. Birinci bölümde, yayınlanmış araştırmalar, ikinci bölümde ise “Lozan Barış Konferansı Tutanakları”ndan yararlanılmıştır. “Lozan boğazlar Sözleşmesi”nde yer alan ve Türkiye’nin egemenlik haklarını sınırlandıran hükümler, Atatürk’ün akılcı ve gerçekçi dış politikası sayesinde 20 Temmuz 1936’da imzalanan “Montrö Boğazlar Sözleşmesi” ile ortadan kaldırılmıştır.
There was neither the "Bosphorus Issue" nor the "Eastern Question" in the period of the rise of the Ottoman State. When the state starts to lose its power for various reasons; The "so-called problems" were created by the Western imperialist states which were aimed to seize the territories of the Empire. In that sense, The "Turkish Straits" became a field of struggle between the European states; The Ottoman State had to sign bilateral and multilateral agreements and abandoned the sovereignty over the Straits to the mercy of these states. The victory of the "Turkish War of Independence" won under the leadership of Atatürk and the diplomatic success achieved in Lausanne enabled the recognition of a new "Turkish State" on the international scene. However, despite all the efforts of the "Representative Panel", which defended the rights of the Turkish Nation in the leadership of Inönü, the desired result could not be obtained about the "Straits Regime".
According to the Lausanne Straits Convention: the demilitarization of the islands in the two sides of the Straits, Semadirek, Limni, İmroz, Bozcaada and the Sea of Marmara; ensure the transition and to oversee the creation of a commission established under the chairmanship of Turkey; and that these regulations should be maintained under the safeguards of the "League of Nations". Acceptance of 19 passage freedom from the straits as a principle; as the "National Pact" was in compliance with the general provisions, trade and warships of neutral vessels only if Turkey could join the battle now provided to aid the enemy. In the time of peace, military ships and planes could pass to the Black Sea, provided that there were not more war ships and airplanes than the country having the largest navy from the states that coasted to the Black Sea; Turkey will not be held responsible for the consequences that may arise during these transitions.
In this research, in the last period of the Ottoman Empire, two developments related to the "Turkish Straits" and "Lausanne Straits Convention" Have been analyzed in a manner consistent with the principles and rules of History Methodology. In the first part, published researches and in the second part, "Minutes of the Lausanne Peace Conference" were utilized. Provisions that placed the "Lausanne Straits Convention" and restricting Turkey's sovereignty rights were abolished by the "Montreux Straits Convention" signed on July 20, 1936, under the favour of the rational and realistic foreign policy of Atatürk.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 9, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 1 Issue: 2 |