Rıza Tevfik Bölükbaşı (1869-1949), babasının kaymakamlık yaptığı Cisr-i Mustafa’da (bugünkü Bulgaristan’ın Svilengrad mevkisinde) doğmuş, eğitim hayatına Üsküdar’da başlamış, sonra babasının İzmit’e tayini nedeniyle okula burada devam etmiştir. Annesinin vefatı üzerine Gelibolu’ya taşınmışlar ve Rıza Tevfik’in gençlik yılları burada geçmiştir. 1884 yılında Galatasaray Sultanisi’ne bir yıl devam edebilmiş, 1887 yılında Mekteb-i Mülkiye’ye kaydolmuş, ancak 3 yıl sonra bir talebe hareketine katıldığı için okuldan uzaklaştırılmıştır. Daha sonra Tıbbiye’ye kaydolmuş, yine netameli geçen talebeliğinin ardından 1899 yılında bu okuldan mezun olmuştur. 1907 yılında İttihat ve Terakki cemiyetine üye olmuş, Meşrutiyet’in yeniden ilanı günlerinde halka meşrutiyet ve hürriyeti anlatan nutuklar irad etmiştir. 1909 yılındaki ilk meclis seçimlerinde Edirne mebusu olarak seçilmiştir. 1911 yılında Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na geçmiş, 1913-18 yıllarında Karantina İdadisi’nde çalışmaya başlayarak siyasetten uzaklaşmıştır. Siyasete Maarif Nazırı olarak dönmüş, sonrasında da yaklaşık 2 yıl süreyle (1919-1920) Şura-yı Devlet reisliği yapmıştır. Sevr Anlaşmasını imzalayan heyette yer alması ve o dönem yeni filizlenen milli mücadele hareketine muhalif tutumu sebebiyle tepki görmüş ve 1922 yılında Mısır’a gitmiştir. Ardından Ürdün, Lübnan, İngiltere ve Fransa’da belli süreler kaldıktan sonra 1943 yılında İstanbul’a dönmüştür. 30 Aralık 1949 tarihinde de ardında geniş felsefî birikimine dayanan bir külliyat bırakarak vefat etmiştir. (bkz. Abdullah Uçman, “Rıza Tevfik Bölükbaşı” md., TDVİA, 2008, s. 68-70). Feylesof Rıza Tevfik’in genelde hukuk ve özelde anayasa hukukuna olan ilgisi muhtemelen 1887-1890 yılları arasında tahsil gördüğü mülkiye mektebine dayanmaktadır. Tıbbiye’ye devam ettiği sırada da tıp ve hukuk talebelerine adalet, hürriyet ve hükümet şekilleri üzerine konuşmalar yapmış, hatta bundan dolayı hapsedilmiş ve kitaplarına el konulmuştur. II. Meşrutiyet döneminin sonlarında hukukî birikimi içinde bulunduğu muhitte de makbul addedildiği içindir ki -bugünün Danıştay’ı olan- Şura-yı Devlet başkanlığı görevine getirilmiştir. Anayasa hukuku derslerini verdiği tarih İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olmasının birkaç sene sonrasına denk düşmektedir. Bu dersler, 1907 yılının sonları ila 1908 yılının ilk yarısında -müellifin belirttiği gibi gizli gizli- verilmiş olmalıdır. 1910 yılının Nisan ve Mayıs aylarında da Ulum-ı İktisadiye ve İctimaiye Mecmuası’nda (bu derginin bir kısmının Mehmet Kanar editörlüğünde çeviriyazısı yapılmıştır, ancak bu iki makale mezkur çalışmada yer almamaktadır) iki parça olarak bu ders notları yayımlanmıştır, ilk parçanın künyesi şu şekildedir: “Hukuk-ı Esasiyeye Medhal”, Ulum-ı İktisadiyye ve İctimaiyye Mecmuası, 1 Nisan 1326 [14 Nisan 1910], c. I, sy. 4 (16), s. 532-576.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Kronik |
Translators | |
Early Pub Date | September 5, 2022 |
Publication Date | September 5, 2022 |
Submission Date | April 4, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 45 |