İşletmelerin faaliyetlerini sürdürmek için teknolojik altyapılara ihtiyaç vardır. İş sürekliliği için kritik öneme sahip olan verilerin, uygulamaların ve sistemlerin sürekli olarak erişilebilir olması gerekmektedir. Bulut altyapıları, işletmelerin verilerini, uygulamalarını ve sistemlerini internet üzerinden depolayabilecekleri ve erişebilecekleri bir hizmet sunmaktadır. Bu hizmet sayesinde işletmeler, fiziksel bir sunucu veya depolama cihazı satın almaya ve bakımını yapmaya ihtiyaç duymadan verilerini güvenli bir şekilde saklayabilmektedir. Ayrıca, bulut hizmetleri, işletmelerin veri depolama, yedekleme ve kurtarma işlemlerini de kolaylaştırmaktadır. Bunun yanı sıra, bulut altyapıları, işletmelerin farklı coğrafi bölgelerdeki verilerine erişmelerini ve iş sürekliliğini sağlamalarını da mümkün kılmaktadır.
Günümüz bulut sistemleri, fiziksel kapasitelerden konteyner kapasitelerine dönüşümüne doğru yapılan sıra dışı yolculuğun en gelişmiş özelliklerini barındırmaktadır. İş yüklerindeki çeşitlilik ve kapasite taleplerindeki değişiklikle birlikte, iş sürekliliği ve dayanıklılık kriterleri de ilk günden itibaren değişiklik göstermiştir.
İş sürekliliği kavramı, özellikle son on yıldır bilgisayar sistemleri ile ilgili üretici, yer sağlayıcı, tüketici gibi birçok çeşit paydaşın, yani ekosistemin herhangi bir iş yükü ile ilgili beklentilerini ortaya koymak amacı ile sıklıkla kullanılmaktadır (Floerecke ve diğerleri., 2021). Günümüz dünyası bulut sistemlerinde çalışan iş yükleri için bu iş yüklerinin tüketicileri tarafından belirtilen “Hizmet Seviyesi Anlaşması” gereksinimi %100 uptime olarak belirginleşmektedir. Bir başka ifade ile, herhangi bir iş yükünün servis veremez olması ile ilgili tolerans sıfıra düşmüş bulunmaktadır.
Bu çalışmada, çalışmanın yapıldığı yıl itibarı ile dünya genelinde en yaygın bulut sağlayıcıları olan Microsoft Azure, Google Cloud ve Amazon Elastic Compute Cloud (EC2) sistemleri temel alınmıştır. IDC tarafıından 2022 yılında yayınlanan rapora göre dünya genelindeki temel bulut servisleri pazarı içinde Amazon %40.5, Microsoft %21.4 ve Google %6,1 ile ilk üç sırayı almaktadır (Michael Shirer, 2023). Çalışmada öncelikle genel literatür taraması yapılarak konunun genel hatları belirlenmiş, sonrasında teknik inceleme ve gözleme dayalı olarak doğal bulut altyapılarında çalışan servislerin, ekosistem tarafından tariflenmiş olan iş sürekliliği kriterlerinin sağlanması için ne tür olanaklar sağladığının ve ne tür olanaklar beraberinde getirdiğinin yanı sıra çözüme muhtaç hususların ortaya konulması amaçlanmıştır.
Çalışma sonucunda Microsoft Azure, Google Cloud ve Amazon Elastic Compute Cloud (EC2) sistemlerinin ayrı ayrı iş sürekliliği için uygun özellikler/araçlar sunduğu ve bazı açılardan daha avantajlı yönleri olduğu ortaya konmuştur. Elde edilen bulgulara göre, yüksek performanslı iş sürekliliği hedefleyen büyük ölçekli işletmelerin ve kurumsal kullanıcıların Microsoft Azure’u, büyük veri işleme kapasitesine ihtiyaç duyan işletmelerin Google Cloud'u, esnek ve ölçeklenebilir bir iş sürekliliği çözümü arayan kurum ve işletmelerin ise Amazon EC2’yi tercih edebilecekleri sonuçlarına ulaşılabilmektedir. Ayrıca hangi bulut alt yapısı seçilirse seçilsin, işletme ve kurumlar çoklu bölge/veri merkezi konfigürasyonunu kullanmalı, bulut altyapılarının otomatik yedekleme ve kurtarma özelliklerinin kullanmalı, iş sürekliliği planlarını düzenli olarak test etmeli ve mutlaka doğru hizmet düzeyini seçmelidirler. Bu sonuçlar doğrultusunda iş sürekliliği açısından bulut alt yapılarına yönelik yapılacak araştırmalarda farklı işletme büyüklükleri ve farklı sektörler açısından durum değerlendirmesi yapılması alana katkı sağlayabilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Business Process Management, Inter-Organisational, Extra-Organisational and Global Information Systems, Information Systems For Sustainable Development and The Public Good |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 30, 2023 |
Publication Date | January 16, 2024 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 9 Issue: 2 |