Dünya tarihinde “sürgün”, farklı coğrafya ve medeniyetlerde muhtelif neden ve
amaçlarla tatbik edilmiş bir ceza türüdür. Bu neden ve amaçlar arasında dikkat çeken
unsurlardan biri, devletlerin kendi hâkimiyetlerini güçlendirme arzusudur. Osmanlı
devletinde tatbik edilen sürgün cezaları araştırıldığında, genel olarak üç maksadın
belirleyici olduğu açığa çıkmaktadır. Bu durum aynı zamanda şu üç farklı sürgün şeklini
beraberinde getirmiştir: 1) Yöneticilere bir yaptırım olarak uygulanan idari/siyasi
maksatlı sürgünler. 2) Merkezi otoritenin nüfus ve iskân politikasının bir sonucu olarak
iskân maksatlı yapılan sürgünler. 3) Belli suç tiplerine verilen ceza mahiyetinde olan
sürgünler. Her üç sürgün şeklinin uygulama alanı dönemin karakteristik özelliğini
veren zengin arşiv malzemesi sayesinde modern araştırmacıların dikkatini
çekmektedir.
Bu çalışmada idari ve iskân maksatlı sürgünlerden kısaca bahsedilmekle birlikte,
esas itibariyle cezai müeyyide olarak verilen sürgün konusu ele alınacaktır. Kavramsal
çerçeve ve sürgünün kısa tarihçesinden sonra İslam ve Osmanlı Hukukundaki
sürgünün uygulama biçimine kısaca yer verilmiştir. Çalışmanın temel kaynağını
Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivindeki farklı tasnif ve kataloglardaki belgeler
oluşturmaktadır. 18 ve 19. yüzyıllardaki belgelerin tümü taranarak cezai müeyyide
olarak verilen sürgün cezaları tespit edilmiştir. Makalede 18. yüzyıl kayıtları üzerinden
ilgili yüzyılda kamu görevlilerinin çoğunlukla hangi suçlar sebebiyle sürgün cezası
aldıkları, işledikleri suçları tek başına mı yoksa eşkıya veya sair ahali ile müştereken
işleyip işlemedikleri, cezaların süresi, hangi bölgelere sürgüne gönderildikleri ve affa
uğrayıp uğramadıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Kamu görevlilerinin işledikleri
suçlar arasında, kamu görevi sıfatını kullanarak hukuka aykırı tasarruflarda bulunmak,
çoğunlukla zimmete para geçirmek, vakıf mallarında usulsüzlük yapmak, halka zulüm
ve baskı yapmak öne çıkanlar arasındadır. Öte yandan eşkıya ile birlik olup işlenen
suçlara ortak olmak da kamu görevlilerinin sürgün sebepleri arasında sayılabilir.
Prof. Dr. Fethi Gedikli
"Banishment" is a sort of punishment that has been used throughout history in
various geographies and civilisations for a variety of reasons and objectives. The desire
of states to further strengthen their sovereignty is one of the aspects grabbing attention
among particular reasons and purposes. When it comes to banishments in the Ottoman
Empire, there are three main reasons behind them. As a result, three different sorts of
exile have become possible at the same time: 1) Administrative/political banishments
applied on government executives as a sanction; 2) Banishments applied for
inhabitation as a result of population and inhabitation policies of central government;
and 3) Banishments as a punishment inflicted on certain types of crime. The areas of
application of all these three forms of banishment are attracting attention of modern
researchers thanks to rich archive materials reflecting the characteristics of the relevant
era.
After briefly discussing banishments for administrative and inhabitation
purposes, the focus of this research will be on banishment as a punitive consequence.
Following a brief history of the conceptual framework and banishment, the method of
application of banishment (or exile or deportation) in Islamic Law and Ottoman Law
will be briefly explained. This study is basically relied upon the documents in different
classifications and catalogues in the Ottoman Archives of the Presidency. All
documents originated from to the 18th and 19th centuries are scanned, and
banishments applied as a penal sanction are selected. This paper aims to determine on
the basis of the 18th century records for which crimes the public servants are mostly
banished in the related centuries, and whether they committed the crimes alone or
together with accomplices from bandits or ordinary people, and duration of
banishment, and to which provinces they are banished, and whether they are ever
pardoned or not.
Ottoman Empire banishment public servant prisoner in castle banishment (exile or deportation) punishment.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | PUBLIC LAW |
Authors | |
Publication Date | September 12, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |