In many of the decisions and judgments rendered in the first five years of the individual application mechanism, the Turkish Constitutional Court (“the Court”) has employed the notions of “prohibition of torture” or “prohibition of torture and ill-treatment” and accepted the terminology in the national and international literature in human rights law. However, in its judgments rendered after 21 February 2019, the Court has adopted a new terminology which excludes the term “torture”. Such exclusion could be a disoriented initiative that may jeopardize the absolute nature of the prohibition of torture that seeks to protect human dignity. The words are like the flesh and bones of thoughts. Every discipline has its own specific terminology. Also taking into account the philosophy of language, this paper deals with the causes and possible consequences of such shift by the Court.
Human Rights Prohibition of Torture Semantic Departure Denominate The Turkish Constitutional Court
Anayasa Mahkemesi, ilk beş yılda verdiği bireysel başvuru kararlarının çoğunda insan hakları hukukunda ulusal ve uluslararası literatür tarafından genel kabul görmüş “işkence yasağı” ya da “işkence ve kötü muamele yasağı” kavramını kullanmıştır. 21.2.2019 tarihinden sonra verdiği kararlarda ise işkence kelimesinden arındırılmış bir adlandırma yöntemi benimsemiştir. “İşkence” kelimesinin dışlandığı bu yeni adlandırma insan onurunu koruma gayesi güden “işkence yasağı”nın mutlaklığına da zarar verebilecek bir girişimdir. Kelimeler düşüncenin giydirildiği kıyafetler gibidir. Her bilim dalının kendine özgü terimleri bulunmaktadır. Çalışmada, hukukta terim hâline gelmiş, bizzat kendisi tarafından benimsenmiş bir ifade tarzının semantik olarak en üst yargı yerince değiştirilmesinin dil felsefesi de dikkate alınarak nedenleri ve potansiyel sonuçları ele alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | PUBLIC LAW |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 2 |