Her canlının ölümü tadacağı bir sünnetullahtır. Ölüm bir yok oluş değil, ebedi bir hayata geçiş kapısıdır. Her ayrılık yakınları için ve sevenleri için bir hüzün sebebidir. İnsan fıtraten sevinç günlerinde ve üzüntülü olduğu günlerde yanında yakınlarını ve sevdiklerini görmek ister. İslam dini insanı yaratılış olarak mükerrem görmektedir. Canlısı mükerrem olduğu gibi ölüsü de mükerremdir. Vefat eden bir müminin geride kalan müminler üzerinde onu techiz, tekfin, namaz ve defin sorumlulukları vardır. Bunun yanında ölünün yakınlarının üzüntülerini paylaşma, onlara teselli verme, onların sıkıntılarını hafifletmek için taziyede bulunma sorumluluğu vardır. Burada amaçlanan şey onların sıkıntılarına sıkıntı katmak değil onların sıkıntılarını hafifletmektir. Allah Resulü ölü yakınlarının yükünü hafifletmek için evlerine yemek götürülmesini tavsiye etmiştir. Zamanla bazı yörelerde bu tavsiyelerden uzaklaşılmış ölü yakınlarına yemek götürmenin yerini, ölü sahiplerinin taziyede bulunanlara yemek hazırlaması almıştır. Bu durum âlimler tarafından sünnete ters bir eylem olarak görülmüş ve mekruh kabul edilmiştir. Hatta ölünün yakınlarının yemek harcamalarında yetim hakkı varsa, yemek verme eylemi haram kabul edilmiştir. Ayrıca aralarındaki bazı benzerlikler nedeniyle yemek verme işi cahiliye âdeti olarak nitelendirilmiştir. Sahabeden gelen bazı rivayetlerde ölü yakınlarının taziye için yemek hazırlaması, niyâhe (ölü üzerine yüksek sesle ağıt yakarak ağlamak; kadınların yüksek sesle, sesli ve sözlü olarak ölen kişiye toplu halde ağlaşmaları) eylemi gibi kabul edilmiştir. Allah Resûlün'den (s.a.s.) gelen pek çok rivayette, niyâhe'nin Yüce Allah tarafından lanetlendiği, ahirette kişiyi büyük bir azaba düçar kılacağı ve bir cahiliye geleneği olduğu bildirilmiştir. Ölü sahiplerini yemek hazırlamaya sevk eden sebepler arasında; iyilik beklentisi, suçlanma korkusu, âdet haline gelme, ölü evine yemek getirme âdetinin terk edilmesi, taziye yerlerinin artması, mahcup olma korkusu olduğu söylenebilir. Vefat edenin yakınları tarafından taziyeye gelenlere yemek ikram etme âdetinin önüne geçmek için şu faaliyetlerin yapılması elzem görünmektedir: Müslüman bir toplumda taziyeye gelenin, yemek beklentisi içerinde olmasının fıtri/ahlaki/dini açıdan kerih olan bir davranış olduğu bilincinin topluma kazandırılması; taziyede yemek vermemenin değil, vermenin kınanır hale gelmesi için toplumdaki her bireyin kendine düşeni yapması; taziyeye gelenlere yemek vermekle ölen akrabanın hayrının verilemeyeceği, aksine dinen kerih sayılan bir iş yaptıklarının farkında olması için çaba sarf edilmesi, ölü için hayır verme yolunun bu şekilde değil, doğrudan yoksulların eline teslim edilmesiyle gerçekleşeceği bilincinin yerleşmesinin sağlanması; taziye için açılan müstakil mekânlarda, taziye sahiplerinin yemek yiyebileceği bölümler ile taziyeye gelenlerin oturduğu bölümlerin ayrı olması için inşaat aşamasındayken planların yapılması; taziyeye gitmenin yemek saatlerine denk getirilmemesi; taziye evlerinin sohbet evlerine dönüşmemesi için taziyelerin kısa tutulması, taziye kabulünün akşam ezanıyla birlikte bitirilmesi; ölen kişinin uzak ülkelerden gelen ve hemen geri dönemeyen birinci derece akrabaları ve diğer yakın akrabaları için yemek, barınma ihtiyaçları komşu ve uzak akrabaları tarafından karşılanamıyorsa bu konuda sivil toplum kuruluşları, belediyeler veya diğer kurumlar bünyesinde özel fonların oluşturulması için çalışmaların yapılması.
It is a law of Almighty Allah that every living thing will drink the sherbet of death. Death is not an extinction, but a gateway to an eternal life. Every separation is a cause of sadness for their relatives and loved ones. People naturally want to see their relatives and loved ones next to them on days of joy and sadness. The religion of Islam regards people as honorable. Just as the living thing is blessed, so is the dead. The responsibilities of a deceased believer over the remaining believers are determined by the responsibilities of equipment, takfin, prayer and burial. In addition, there is a responsibility to share the grief of the relatives of the deceased, to console them, and to offer condolences to alleviate their distress. The main aim is not to add to their troubles, but to alleviate their troubles. The Messenger of Allah recommended taking food to their homes to lighten the burden of their deceased relatives. Over time, these recommendations were abandoned in some areas, and instead of bringing food to the relatives of the deceased, the owners of the deceased prepared meals for those who came to offer condolences. Without exception, it was seen by scholars as an act contrary to the practice of the Messenger of Allah and accepted as makruh. If this food is made from the property of an orphan, it is haram to eat this food. In some hadiths from the Companions, it is accepted as niyaha for the relatives of the dead to prepare food for the condolences. Final action; In many narrations from the Messenger of Allah (pbuh), it is reported that he was cursed by Almighty Allah, inflicted a great torment in the hereafter, and is a tradition of ignorance. Some of the reasons that lead the dead owners to prepare food are as follows; expectation of goodness, fear of being accused, becoming a custom, abandoning the custom of bringing food to the dead, increasing the number of places of condolence, fear of embarrassment, etc. can be said. In order to prevent the custom of offering food to condolences by the dead owners, it seems essential to carry out the following activities: First of all, in a Muslim society, it is a duty of everyone who is responsible for this issue, so that the condolences do not expect to be offered food and drink at the condolence house. It should try to impose on the culture of the society that not giving food in condolences is not a bad behavior. One should know that the good of the deceased relative is not met by giving food to the guests. Making efforts to establish the awareness in the society that those who give food should be aware that what they are doing is not good, but on the contrary, that they are doing a deed that is considered religiously despised, and that the good of their deceased relative will only be realized by delivering them directly to the hands of the poor, not in this way. In the detached places opened for condolences, this should be taken into account during the construction phase so that the sections where the condolences can eat and the sections where the condolences sit is separate. Not coinciding with meal times to go to condolences. Condolences should be kept short so that condolence houses do not turn into chat houses. Only if the need for food and shelter cannot be met by neighbors and friends for first-degree relatives and other close relatives of the deceased who come from distant lands and cannot return immediately; Special funds for this issue within the body of non-governmental organizations, municipalities or other institutions and special venues should be made where necessary.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Early Pub Date | December 25, 2022 |
Publication Date | December 25, 2022 |
Submission Date | October 24, 2022 |
Acceptance Date | December 11, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 8 Issue: 2 |
Journal of Near East University Faculty of Theology is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).