Some tensions remained painfully unresolved between Turkey and the Allies at the end of World War I, even after the peace treaty that was signed in 1923 at Lausanne. This article aims to unpack these tensions by examining descriptions and manifestations of xenophobia in post-Lausanne Turkey. It focuses on Anglo-Turkish encounters over employment in Istanbul in 1926, within a timeframe that extends from the Young Turk Revolution in 1908 to Turkey’s entrance into the League of Nations in 1932. The article traces the politics of employment in light of the traumatic impacts of the capitulations, encounters involving specific institutions, as well as broader geopolitical dynamics. It approaches Anglo-Turkish relations in the 1920s as a particularly revealing window onto postwar international politics and stresses the link that was “internationally” drawn in this decade between peoples’ “ability” and sovereignty. Through this emphasis, the article argues that competing projections about Muslim Turks’ ability “to stand by themselves” were central to descriptions and manifestations of xenophobia in post-Lausanne Turkey.
I am grateful to the Istanbul Research Institute for the Post-doctoral Research and Writing Grant that made this publication possible. Warm thanks to Emir Alışık and K. Mehmet Kentel in particular. Thanks also to Emily Arauz for her copyediting and suggestions. I am also indebted to inspiring conversations on related issues with many friends and colleagues, especially Tanya E. Lawrence, Christine Philliou, Gia Caglioti, and Ramazan H. Öztan. The shortcomings, as always, are entirely my own.
I. Dünya Savaşı’nın sonunda Türkiye ile İtilaf Devletleri arasındaki gerilimlerin bazıları 1923’te Lozan’da imzalanan barış antlaşmasından sonra dahi sıkıntılı bir çözümsüzlük içinde kaldı. Bu makale bu gerilimleri yabancı düşmanlığı tasvir ve tezahürlerine odaklanarak irdelemeyi amaçlamaktadır. 1926 yılında İstanbul’da istihdam meseleleri özelinde cereyan eden Türk-İngiliz gerginliklerini, 1908 Jön Türk İnkılabı’ndan Türkiye’nin 1932’de Milletler Cemiyeti’ne üye oluşuna uzanan bir zamansal çerçeve içerisinde ele almaktadır. Kimin nerede ne iş yapacağına dair siyaseti şekillendiren etkenleri birbirine bağlı birkaç düzlemde tartışmaktadır: kapitülasyonların travmatik etkileri, spesifik kurumlar özelinde yaşanan gerginlikler ve daha kapsamlı jeopolitik dinamikler. Makale, 1920’lerde Türk-İngiliz ilişkilerinin savaş-sonrası uluslararası siyasi bağlama dair hassaten açıklayıcı nitelikler taşıdığını öne sürer. Bu tarihsel bağlamda halkların “kabiliyetleri/muktedirlikleri” ile egemenlikleri arasında “uluslararası” şekilde kurulan bir bağa vurgu yapar. Lozan-sonrası Türkiye’de yabancı düşmanlığı tasvir ve tezahürlerinin merkezinde şu meseleye dair birbiriyle çekişen projeksiyonların yer aldığını savunur: Müslüman Türklerin “kendi ayakları üzerinde durmaya” ne kadar kabiliyetli ve muktedir oldukları.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Submission Date | April 19, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |