Celâl Sılay, who is not affiliated with any literary community or poetic movement, stands out in our literature with his poetry. Recognized by the literary and artistic community in the early years of the Republic, Sılay later fell into the category of forgotten and neglected poets. In his work Hüsran Filizleri, published in 1937, Sılay adopted a method not previously encountered in our literature, incorporating aphorisms beneath his poems. The poet deliberately created a noticeable gap between his poetry texts and aphorisms, emphasizing their distinct forms. While the use of aphorisms beneath poetry is inherently intriguing, the thematic connection between these aphorisms and the poems on the same page makes them even more captivating. Aiming to convey much with few words, Sılay’s aphorisms, with identifiable speakers, bear similarities to expressions such as idioms, proverbs, maxims, and wit, which have a place in our culture. However, it is known that the aphorism is a form that developed in the West and conceptually entered our literature in the 20th century. Celâl Sılay, seemingly searching for a new method, sought to bring a different breath to poetry by incorporating this form beneath the pages where his poems were featured. The article begins with a brief overview of Celâl Sılay and his literary personality, followed by an exploration of the historical development of the aphorism, its place in Turkish literature, and its connection to similar narrative techniques. Finally, the usage of the aphorism form in Celâl Sılay’s poems is examined.
Herhangi bir edebî topluluğa veya şiir hareketine dâhil olmayan Celâl Sılay, edebiyatımızda şairliğiyle öne çıkmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında edebiyatsanat camiası tarafından bilinen bir isim olan Sılay, daha sonraları unutulmuş ve ihmal edilen şairler sınıfına girmiştir. Sılay, 1937’de neşredilen Hüsran Filizleri’nde, tespit edilebildiği kadarıyla edebiyatımızda daha önce örneğine rastlanmayan bir yöntemi tercih etmiş, şiirlerinin altında aforizma kullanma yoluna gitmiştir. Şiir metinleri ile aforizmalar arasında gözle görülür bir boşluk bırakan şair, bunların ayrı birer form olduklarını açıkça göstermiştir. Şiir altında aforizma kullanmak başlı başına dikkat çekiciyken aforizmaların, bulunduğu sayfada yer alan şiirle olan tematik bağlantısı bu aforizmaları daha ilgi çekici hâle getirmiştir. “Az sözle çok şey anlatma” amacını güden ve söyleyeni belli olan aforizmalar, kültürümüzde yeri olan deyim, atasözü, vecize, nükte gibi anlatım yollarıyla benzerlikler taşır. Ancak aforizmanın Batı’da gelişen bir form olduğu bilinmektedir. Aforizmanın kavramsal olarak edebiyatımıza 20. yüzyılla birlikte girdiği söylenebilir. Yeni bir yöntem arayışı içinde olduğu anlaşılan Celâl Sılay, bu formu şiirlerinin yer aldığı sayfa altlarında kullanarak şiire farklı bir soluk getirmek istemiştir. Makalede öncelikle Celâl Sılay ve edebî kişiliği hakkında kısaca bilgi verilmiş, akabinde aforizmanın tarihsel gelişimi, Türk edebiyatındaki yeri ve benzer anlatım yollarıyla olan ilgisi üzerinde durulmuştur. Son olarak Celâl Sılay’ın şiirlerinde aforizma formunun kullanımı incelenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish Literature in Turkiye Field |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2024 |
Submission Date | November 14, 2023 |
Acceptance Date | February 4, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 16 Issue: 31 |