İnançların, tarih aşan özelliği vardır. Bir dine ait bazı kadim uygulamaların, başka din ve kültürlerde varlıklarını korudukları görülebilir. Dolayısıyla bir bölgedeki halk inanışları araştırıldığında eskiye dair birçok ize rastlanılabilir. Bunun bir örneğini, Eskiçağdan itibaren Asur, Urartu, Med ve Pers gibi birçok medeniyete, dine ve kültüre beşiklik etmiş Muş’un bazı köylerindeki halk arasında yakın zamana kadar uygulanan Dırındız ve Telaledâdan adlı geleneklerde görmek mümkündür.
Köy halkı Dırındız geleneğinde şubat ayının son iki haftasına denk gelen bir günün akşamında, bir meşale yakar ve dama çıkardı. Bugüne has sözler söyleyerek eğlenir, meşaleyi bereket vermesi ümidiyle ev ve ahır bacasının içine sarkıtır ve dönderirdi. Telaladâdan’da ise yirmi mart gecesinde damda ateş yakardı. Çalışmada iki geleneğin uygulanma şekli ve kökeni incelenmiştir. Ayrıca Ermenilerde Terintas/Derindas/Dearnıntaraç bayramı ve Zerdüştîlerde Pencı denilen törenle benzer ve farklı yönleri üzerinde durulmuştur. Araştırmada nitel yöntem kullanılmıştır. Nitel araştırma olguyu hem anlaşılır kılmak hem de insanların onlara ne gibi anlamlar yüklediğini tespit etmede olayları doğal ortamında incelemeyi esas alır. Muş’ta iki geleneğin uygulamasına şahitlik edenlerle görüşme gerçekleştirilmiştir. İran’da ise Pencı törenine katılımcı gözlemci olarak iştirak edilmiştir. Ayrıca kitap, makale, internet gibi yazılı ve görsel veri kaynaklarından istifade edilmiştir.
Beliefs have a feature that transcends history. Some practices of a religion can be seen to preserve their existence in other religions and cultures. Therefore, when the folk beliefs in a region are investigated, many traces of the old can be found. An example of this can be seen in the traditions called Dirindiz and Telaledadan, which have been practiced until recently among the people in some villages of Mus that have cradled many religion, culture and civilizations such as Assyria, Urartu, Med, Persia and Seljuks.
The people of the village burned a torch and come in the roof of their house in the evening of a day that coincided with the last two weeks of february in the Dirindiz tradition. These people used to have fun saying words specific to the present day, dangling the torch into the house and barn chimney and returning it in the hope of giving fertility. In Telaladadan tradition, on the night of March twenty, the people lit fire on the roof of the house. In this study, the application and the origin of the two traditions were examined. Also the similar and different aspects of these were discussed with the feast called Terintas/ Derindas /Dearnıntarac in Armenians and the ceremony called Penci in Zoroastrians. In addition, qualitative method was used as research method in the study. Because qualitative research is based on analyzing events in natural environment in order to make the phenomenon understandable and to determine what meanings people place on them. In addition, interviews were held with those who witnessed the implementation of the two traditions in Mus. In Iran, as a participant observer participated in the Penci ceremony. Besides, written and visual data sources such as books, articles and the internet were utilized.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tam Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 30 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 46 |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.