The acceleration of the globalization process and the structural changes in technology that emerged with the 2000s have affected financial markets. This interaction in financial markets has brought the concept of financial development to the fore. In this process, the tendency towards R&D expenditures has also increased in terms of countries that want to gain competitive advantage. While R&D expenditures are defined as the development of a product or the change of the characteristics of the existing product, as well as the creation of a new and more effective production process; Financial development can be defined as the development of financial institutions, markets and financial instruments. In terms of R&D activities, the level of financial development of countries is of great importance. In this study, the relationship between the variables of the financial development index and R&D expenditures in the Turkish economy for the period 1990-2019, which is calculated comprehensively by the IMF, is examined by time series methods. In the empirical analysis part of the study, Augmented Dickey-Fuller and Phillips-Perrons unit root tests, which are frequently used in the literature, are used for unit root testing between variables. It is concluded that R&D expenditures are stationary at the first difference and the financial development index is stationary at the level, in other words, they are stationary at different levels. The cointegration relationship between the variables is tested with the Autoregressive Distributed Lag bounds test approach. According to ARDL bounds test results; While the effect of financial development on R&D expenditures is statistically insignificant in the short run; long-term effect is statistically significant. In the long run, the increase in financial developments increases R&D expenditures.
Küreselleşme sürecinin hızlanması ve 2000’li yıllarla birlikte ortaya çıkan teknolojideki yapısal değişimler, finansal piyasaları etkilemiştir. Finans piyasalarındaki bu etkileşim finansal gelişme kavramını ön plana çıkarmıştır. Bu süreçte rekabet üstünlüğü sağlamak isteyen ülkeler açısından Ar-Ge harcamalarına yönelik eğilim de artış göstermiştir. Ar-Ge harcamaları bir ürünün geliştirilmesi veya var olan ürünün özelliklerinin değişimi olmasının yanı sıra yeni ve daha etkin üretim sürecinin oluşturulması olarak tanımlanırken; finansal gelişme ise finansal kurumlar ile piyasaların ve finansal araçların gelişimi şeklinde tanımlanabilmektedir. Ar-Ge faaliyetleri açısından ülkelerin finansal gelişim düzeyi büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada 1990-2019 dönemine ait Türkiye ekonomisindeki IMF tarafından kapsamlı bir şekilde hesaplanan finansal gelişme endeksi ve Ar-Ge harcamaları değişkenleri arasındaki ilişki zaman serisi yöntemleri ile incelenmektedir. Çalışmanın ampirik analiz kısmında değişkenler arasındaki birim kök sınaması için literatürde sıklıkla kullanılan Augmented Dickey-Fuller ve Phillips-Perrons birim kök testlerinden yararlanılmaktadır. Ar-Ge harcamalarının birinci farkında durağan ve finansal gelişme endeksinin ise seviyede durağan olduğu başka bir deyişle farklı seviyede durağan oldukları sonucu elde edilmiştir. Değişkenler arasındaki eşbütünleşme ilişkisi Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif sınır testi yaklaşımı ile sınanmaktadır. ARDL sınır testi sonuçlarına göre; finansal gelişmenin Ar-Ge harcamaları üzerindeki etkisi kısa dönemde istatistiki olarak anlamsız iken; uzun dönemde etkisi istatistiki olarak anlamlıdır. Uzun dönemde finansal gelişmelerdeki artış Ar-Ge harcamalarını artırmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 3 Nisan 2022 |
Kabul Tarihi | 25 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 2 |