There are two case processed by Applicant William Miailhe against same country
before European Court of Human Rights: Miailhe v. Fransa (no 1) dated 1993
and Miailhe v. Fransa (no 2) dated 1996. Some of circumstances of both cases are
common. Conformity to “right to respect for private and family life” Article 8 of
European Convention on Human Rights is examined in the first case. Accordance
to Article 6 “right to a fair trial” of proceedings whose Miailhe have been exposed
to are in the latter case which come up for discussion in this study. Applicant have
claimed that principle of equality of arms in administrative process and right to
defence in judicial process have been infringed in the case. European Court of
Human Rights, in its examination, states there are some irregularities in administrative
process; but also denotes courts have resolved the irregularities in judicial
process. According to the Court, if proceedings whose someone has been exposed to,
taken as a whole, is fair; it can not be said that there is a violation of right to a fair
trial. Consequently, Case of Miailhe contributes to interpretation of Article 6 as it
constitutes the criterion of being fair of process as a whole.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde davacı William Miailhe’nin aynı
ülkeye karşı açtığı iki dava vardır: 1993 tarihli Miailhe v. Fransa (no 1) ve 1996
tarihli Miailhe v. Fransa (no 2). İki davanın hareket noktasını oluşturan olayların
bir kısmı ortaktır. İlk kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özel
ve ailevi hayatın korunmasına ilişkin 8. maddesine uygunluk incelenmiştir. Bu
incelemeye konu alan ikinci kararda ise Miailhe’nin maruz kaldığı muamelelerin
adil yargılanma hakkının düzenlendiği 6. maddeye uygun olup olmadığı tartışma
konusudur. Söz konusu davada davacı idari süreçte silahların eşitliği ilkesinin, adli
süreçte ise savunma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi yaptığı incelemede idari süreçte bazı düzensizliklerin olduğunu belirlemiş,
fakat adli süreçte bu düzensizliklerin mahkemeler tarafından giderildiğini
ortaya koymuştur. Mahkemeye göre, kişinin maruz kaldığı muameleler bir bütün
olarak ele alındığında adil ise adil yargılanma hakkının ihlal edildiği söylenemez.
Sonuç olarak, Miailhe kararı adil yargılanma hakkı bakımından sürecin bir bütün
olarak adil olması kriterini getirerek bu hakkın yorumlanması konusunda önemli
bir katkıda bulunmuştur.
Diğer ID | JA89FH47BG |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 3 |
Ankara Barosu Dergisi TÜHAS atıf sistemini benimsemektedir.