Amaç: Peptik ülser tedavisinde güncel medikal tedavilerde belirgin ilerleme olmasına rağmen, peptik ülsere bağlı perforasyon insidansında bir değişiklik olmadığı görülmüştür. Peptik ülser perforasyonu mortalite oranları nedeniyle acil başvurularda önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmada, peptik ülser perforasyonuna bağlı mortalite ile ilişkili faktörlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Gözlemsel tipte çalışma planlandı. 2009-2016 yıllarında peptik ülser perforasyonu nedeniyle ameliyat olan hastalar çalışmaya uygunluğu için değerlendirildi. Örneklem sayısı %90 güvenlik aralığında %5 α hata ile %30 farkı göstermek için 225 olarak belirlendi. Hatayı azaltmak için 20 hasta eklendi. Hastaların demografik verileri, kronik hastalık varlığı (diabet, kardiak), sigara kullanım durumu, non-steroid antiinflamatuar ilaç kullanımı, başvuru lökosit sayısı, şikayet başlangıcı-ameliyat arası zaman ve cerrahi alan enfeksiyonu varlığı kayıtlardan tarandı. Perioperatif dönemde (ilk bir ay) mortalite olması, ana değerlendirme parametresi olarak belirlendi. Hastalar mortaliteye göre iki gruba ayrıldı (Grup 1: çalışma grubu, Grup 2: kontrol grubu).Analizlerde tanımlayıcı istatistikler, sayı, yüzde, ortalama±standart sapma, medyan (çeyreklik aralığı) ve karşılaştırmalar için t-test, Mann-Whitney, Fisher's exact ve Ki-kare testi kullanıldı. %95 güvenlik aralığında p değerinin 0,05’den küçük olması anlamlı kabul edildi.
Bulgular: Çalışmaya 245 hasta (grup1: 11(%4,5), grup2: 234(%95,5)) alındı. Gruplar arasında cinsiyet (grup1: E/K=1,2, grup2: E/K=6,1) ve yaş (grup1: 62,8±16,6 yıl, grup2: 40±16,8 yıl) açısından fark saptandı (p=0,016, p=0,0001). Kronik kardiak hastalıkların çalışma grubunda daha sık olduğu görüldü (p=0,0001).Diabet varlığı, sigara ve non-steroid antiinflamatuar ilaç kullanımı açısından fark saptanmadı (sırasıyla, p=0,092, p=0,624, p=0,214). Lökosit sayısının çalışma grubunda düşük olduğu görüldü (grup1: 9 (10) bin/mm3, grup2: 13 (6) bin/mm3, p=0,032). Şikayet başlangıcı-ameliyat arası geçen zaman süresi çalışma grubunda yüksekti (grup1:12 (14) saat, grup2:4 (4) saat, p=0,0001). Tüm hastalara Graham usulü primer kapama onarımı yapıldı ve dren konuldu. Ameliyat sonrası yatış süresi gruplar arasında benzerdi (grup1:4 (5) gün, grup2:5 (2) gün, p=0,443). Cerrahi alan enfeksiyonu çalışma grubunda daha sık görüldü (p=0,008).
Sonuç: Kadın cinsiyet, ileri yaş, kronik kalp hastalığı olan peptik ülser perforasyonu olan hastalarda yüksek mortalite riski nedeniyle daha dikkatli olunmalıdır.
Aim: Although there has been significant
progress in current medical treatments for the treatment of peptic ulcer, there
has been no change in the incidence of peptic ulcer perforation (PUP). PUP has
an important place in urgent surgery due to mortality rates. In this study, it
was aimed to determine the factors related to death related to PUP.
Material and method: Observational type
study was planned. Patients who underwent surgery due to PUP in 2009-2016 included
to study. The number of samples was set at 225 to show 30% difference with a 5%
α error at 90% safety interval. Twenty patients were added to reduce the error.
Patients were screened for demographic data, presence of chronic disease
(diabetes, cardiac), smoking status, nonsteroidal anti-inflammatory (NSAID)
use, reference leukocyte level, complaint-to-intervention time and surgical site
infection (SSI). The death in the perioperative period (first month) was
determined as the main outcome parameter. Patients were divided into two groups
according to the presence of death (Group 1: study group, Group 2: control
group). Descriptive statistics, number, percentage, mean ± standard deviation,
median (quartile range) were used for statistics. T-test, Mann-Whitney,
Fisher's exact and Chi-square test were
used for comparisons. A p value of less than 0.05 was considered significant at
95% safety interval.
Results: 245 patients (group 1: 11 (4.5%), group
2: 234 (95.5%) were included in the study. The groups were divided into two
groups according to sex (group 1: Male/Female=1,2, group 2: Male/Female=6,1)
and age (group 1: 62,8±16,6, group 2: 40±16,8) The difference was detected
(p=0.016, p=0.0001). Chronic cardiac diseases were more common in the study
group (p=0.0001). There was no difference in the presence of diabetes, smoking,
and NSAID use (p=0.092, p=0.624, p=0.214). Leukocyte levels were found to be
low in the study group (group 1: 9 (10) thousand/mm3, group 2: 13 (6),
p=0.032). Complaints-operation times were higher in the study group (group 1:
12 (14) hours, group 2: 4 (4), p=0.0001). All the patients were repaired by
Graham Rapha and drained. The duration of post-operative stay was similar
between the groups (group 1: 4 (5) days, group 2: 5 (2), p=0.443). SSI was more
frequent in the study group (p=0.008). Conclusion: Patients with female gender,
advanced age, and chronic heart disease should be more cautious due to the high
mortality risk.
Konular | Cerrahi |
---|---|
Bölüm | Orjinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 1 Sayı: 1 |