Aim: In vitamin B12 deficiency, depression and anxiety disorders are reported to develop with regression in cognitive functions. Aim of our study is to investigate the relationship between these disorders and vitamin B12 deficiency.
Methods: Patients whose vitamin B12 levels were measured between 2011 and 2015 were searched through the hospital information system. Vitamin B12 levels were measured by electrochemiluminescence immunoassay. The values <200 pg/mL and ≥200 pg/mL were considered as B12 vitamin deficiency and normal, respectively.
The patients were divided into two groups according to their diagnosis. The patients who were diagnosed with depression or anxiety disorder were treated as group 1 and the patients without these diagnoses as group 2. Group 1 and group 2 were compared in terms of vitamin B12 deficiency. In the analysis of the data, descriptive statistics as mean and standard deviation for continuous variables and frequency and percentage for categorical data were used. Chi-square test was used for the comparison. Significance was assessed at a 95% safety interval and p <0.05 was considered significant.
Results: It was seen that vitamin B12 levels were measured in 255,852 of patients who applied to our hospital during the study period. Vitamin B12 deficiency (<200 pg/ml) was detected in 217 of the patients (16.1%) in Group 1 and 40,442 of the patients (15.9%) in Group 2. The vitamin B12 levels of 1,129 patients in Group 1 and 214,064 in Group 2 were normal. The difference in their incidences was not statistically significant (p=0.864)
Conclusion: We did not find any significant data for the presence of vitamin B12 deficiency in patients with depression or anxiety disorders. There is a need for prospective, controlled studies to make a more precise interpretation on the topic.
Amaç: Vitamin B12 eksikliğinde bilişsel fonksiyonlarda gerileme ile depresyon ve anksiyete bozukluklarının geliştiği bildirilmiştir. Çalışmamızın amacı sık karşılaşılan depresyon ve anksiyete bozuklukları ile vitamin B12 eksikliği ilişkisini araştırmaktır.
Yöntemler: 2011-2015 yılları arasında vitamin B12 düzeyi ölçülen hastalar, hastane bilgi sistemi üzerinden tarandı. B12 vitamin düzeyi elektrokemilüminesans immunoassay yöntemi ile ölçüldü, 200 pg/ml altı B12 vitamin eksikliği, 200 pg/ml ve üzeri normal olarak değerlendirildi.
Hastalar başvuru tanılarına göre iki gruba ayrıldı. Depresyon veya anksiyete bozukluğu tanıları alan hastalar grup 1, bu tanıları almayan hastalar ise grup 2 olarak ele alındı. Grup 1 ve grup 2’de vitamin B12 eksikliği görülme açısından karşılaştırıldı. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, sürekli değişkenler için ortalama ve standart sapma, kategorik veriler için ise sayı ve yüzde kullanıldı. Karşılaştırmalar için Ki-kare testi kullanıldı. Anlamlılık %95 güvenlik aralığında değerlendirilip, p<0.05 anlamlı kabul edildi.
Bulgular: Çalışma döneminde hastanemize başvuran hastaların 255.852’sinde vitamin B12 düzeyi ölçüldüğü tespit edildi. Grup 1’deki hastaların 217’sinde (%16,1), grup 2’deki hastaların ise 40.442’sinde (%15,9) vitamin B12 eksikliği (<200 pg/ml) saptandı. Grup 1’deki 1.129 ve grup 2’deki 214.064 hastanın vitamin B12 düzeyleri normal olarak değerlendirildi. Görülme sıklığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p=0,864).
Sonuç: Çalışmamızda depresyon veya anksiyete bozukluğu olan hastalarda vitamin B12 eksikliğinin daha fazla oranda görüldüğüne dair anlamlı bir veri saptanmadı. Konu üzerine daha kesin yorum yapılabilmesi için prospektif, kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.
Konular | İç Hastalıkları |
---|---|
Bölüm | Orjinal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Nisan 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 1 |