Özgürleşme, vazgeçilemez insan haklarından biri olan özgürlü- ğün ve ondan türeyen diğer hak ve özgürlüklerin kazanımını ifade eder. Bu bağlamda insan özgürleşmesinin uzun bir geçmişi vardır. Fakat toplumsal cinsiyete dayalı bir ayrımla kadın özgürleşmesinin tarihi, büyük ölçüde feminizmin yaklaşık iki yüz yıllık çileli tarihiyle sınırlıdır. Bu yönüyle de bir trajediyi andırır. Zira kadın özgürleşmesini en ciddi bi- çimde problematize eden ve onu en çok gündeme taşıyan sosyal teori olarak feminizm, bu kısa geçmişinde pek çok engelle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Feminizmin, özgürlükçü ve anti-otoriteryan bir teori olan anarşizm ile münasebeti de işte bu noktada başlamıştır. Bu bağ- lamda anarşist teorisyen Emma Goldman, kadın özgürleşmesine yaptığı aşırı vurguyla feminizme anarşist bir boyut katmış ve onu anarkofeminizm biçiminde yorumlamıştır. Goldman’ın hedeflediği şey genelde insanlığın özelde ise kadınların özgürleşmesini sağlamaktır. Fakat kadın özgürleşmesi problemi, onun duygusal ve bir o kadar da coşkulu söylemlerinde “kadının özgürleşme trajedisi” olarak ifade bulmuştur. Bu çalışmada kadın özgürleşmesi problemi, tarihsel referansları ile birlikte, Goldman’ın anarşizmi ve bu konudaki trajik söylemleri bağlamın da ele alınarak incelenmiştir
Kadın özgürleşmesi Kadın hakları Anarşizm Feminizm Anarko-feminizm.
Bölüm | Tüm Bölümler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Ağustos 2016 |
Gönderilme Tarihi | 22 Ağustos 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 1 Sayı: 2 |
Artvin Çoruh Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi
ACUSBD, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC) ile lisanslanmıştır.