Suçta ve cezada kanunilik ilkesine ilişkin 1982 Anayasası (AY) ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunundaki (TCK) düzenlemeler ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) m. 7 karşılaştırıldığında; biri, suç ve cezaları düzenleyen normların kaynağına ve diğeri, geçmişe yürüme yasağına ilişkin olmak üzere iki önemli farklılık göze çarpmaktadır. AY m. 38 ve TCK m. 2’ye göre suçların ve cezaların tek kaynağı, TBMM’nin bir yasama tasarrufu olan kanundur. AİHS m. 7’nin lafzına göre ise suç ve ceza içeren normların ulusal hukuk, uluslararası hukuk ve medeni toplumlarca kabul edilen hukukun genel ilkeleri olmak üzere üç kaynağı vardır; yani milli hukuka göre suç teşkil etmeyen davranış, uluslararası hukuka ya da medeni uluslarca kabul edilen hukukun genel ilkelerine göre suç teşkil ediyorsa bu fiil dolayısıyla cezalandırma mümkündür. AY m. 15 ve TCK m. 7’ye göre, aleyhe kanun geçmişe yürütülemez. AİHS m. 7/2’nin lafzına göre ise medeni toplumlarca kabul edilen hukukun genel ilkelerine aykırılık halinde aleyhe kanun geçmişe yürütülebilir.
AY m. 90/5’e göre temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunlar arasındaki çatışmalarda antlaşma hükümleri uygulanır. Doğrudan, Anayasa ile temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalar arasındaki çatışmayı çözümlemeye özgülenmiş bir düzenleme ise Anayasa’da yer almamaktadır.
Bu çalışmada, Anayasa ile AİHS arasındaki çatışma sorunu bağlamında AİHS m. 7’nin anlamı ve Türk hukukunda uygulanabilir olup olmadığı meseleleri ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | KAMU HUKUKU |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 16 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 73 |