Amaç: Çalışmamızda hastanemiz Çocuk Acil Servisine tıbbi ilaç zehirlenmesi şikayetiyle başvuran hastaların demografik, sosyokültürel ve laboratuvar bulgularının retrospektif olarak incelenmesi ve alınabilecek önlemlerin neler olabileceğinin ortaya konması amaçlandı.
Gereç ve yöntemler: Çalışmada Ocak 2013 ile Aralık 2013 tarihleri arasında
hastanemiz Çocuk Acil Servisine tıbbi ilaç zehirlenmesi şikâyetiyle başvuran 256 hastanın kayıtlı bilgileri geriye dönük olarak tarandı. Dosyalardan hastaların yaşları, cinsiyetleri, yaşadıkları yer, anne-baba eğitim düzeyi, hastaneye başvuru süreleri, klinikte yatış süresi gibi parametreler incelendi. Ayrıca olguların laboratuvar değerleri, zehirlenmeye sebep olan ilaç türü ve zehirlenme sebebi kayıt edildi. Verilerin istatistiksel analizinde SPSS 20.0 (SPSS Inc, Chicago, IL, USA) paket programı kullanıldı.
Bulgular: Olguların 180’ini (%70,3) kaza sonucu, 76’sı (% 29,7) ise intihar amaçlı zehirlenmeler idi. Olguların 134’ü (% 52,3) kız, 122’si (% 47,7) ise erkek idi. Tüm zehirlenme olguları dikkate alındığına cinsiyet açısından farklılık olmamasına rağmen, intihar amaçlı zehirlenmelerde kızlarda anlamlı düzeyde farklılık olduğu görüldü. Olguların
216’sının (% 84,3) bir, 28’inin (% 10,9) iki, 12’sinin (% 4,6) ise üç ve üzeri farklı ilaç ile
zehirlendiği saptandı. En sık zehirlenme etkenleri analjezik ve antipiretik ilaçlar (% 41,7) idi. Lökositoz, kreatinin artışı ve LDH yüksekliği en sık patolojik laboratuvar bulguları iken; sinüs taşikardisi ve QT uzaması en sık patolojik EKG bulguları idi.
Sonuç: İlaçlara bağlı zehirlenme olaylarında toplumun eğitim düzeyinin
yükseltilmesi, hastaneye erken başvuru, uygun tedaviler ve yakın izlem sayesinde ölüm veya
istenmeyen sonuçlarda belirgin azalma sağlanabileceğini düşünüyoruz.
Çocukluk çağı demografik özellikler laboratuar bulguları tıbbi ilaç
Aim:
In our study, we aimed to investigate the demograpic, socia-cultural and
laboratory findings of the patients who admitted to our pediatric emergency department for medical
drug intoxication, retrospectively. We also aimed to put forward the possible
preventional methods.
Materials
and methods: We investigated the recorded
informations of 256 patients who applied to our pediatric emergency department for medical drugs intoxication between January and
December 2013. We evaluated the parameters; age, sex, living place, social
status, parents education, hospitilazition time and the duration between
intoxication and application to hospital. We also recorded laboratory findings,
type of drug and the reason of intoxication. We used the SPSS 20.0 for
statistical analysis.
Results: While 180 patients were poisoned accidentally, 76 patients were
poisoned suicidal. 134 patients were female, 122 patients were male.
Considering all poisoning cases, there was no statistically differences in
terms of gender. However, there was a significant increase for female in
suicidial cases. 216 patients were poisoned by one drug, 28 were poisoned by
two drugs, and 12 were poisoned by 3 or more than drugs. The most common
poisoning agents were analgesics and antipyretics (41.7%). Leucosytosis, increased
creatinin and increased LDH were most common pathological laboratory findings.
Sinusoidal tachycardia and prolonged QT interval were most common pathological
ECG findings.
Conclusion: We
believe that a significant reduction in mortality or adverse outcomes can be
achieved thanks to raising the educational level of the society, early
admission to the hospital, appropriate treatments and close monitoring in
poisoning cases.
poisonings pharmalogical drug childhood demographical features
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2017 |
Gönderilme Tarihi | 21 Kasım 2017 |
Kabul Tarihi | 7 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 1 |