Kamu diplomasisi kavramının uzun
bir geçmişi bulunmakla birlikte, anlam ve araçları değişmekte ve dış
politikadaki rolü de artmaktadır. Bu makale, Türkiye ve İran’ın, 2010 ile 2016
yılları arasında Suriye’ye yönelik dış politikalarına ilişkin, kamu diplomasisini
analiz etmektedir. Aynı zamanda Türkiye ile İran arasındaki ikili ilişkiler
çerçevesinde, bu iki bölgesel gücün bölgedeki ihtilaflı meseleler üzerinde
işbirliği fırsatları değerlendirmektedir.
Bu çalışma, İran ile Türkiye’nin,
Suriye meselesindeki, kamu diplomasileri ile dış politika yaklaşımları arasında
kayda değer bir ilişki bulunduğunu tespit etmiştir. Bu çerçevede statükonun
muhafazası ve diğer tarafın etkisinin kısıtlanması temelinde oluşturulan kamu
diplomasisi ve dış politika yaklaşımları ikili ilişkilerdeki işbirliği
fırsatlarını olumsuz etkilemektedir. Bu durum doğal olarak tarafların
karşılıklı olarak politikalarını yakından takip etmelerine sebep olmakta, bunun
yansımaları da her iki ülkenin medyasında ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak, bu
çalışma temelde medyanın hem İran hem de Türkiye’nin kamu diplomasisinde kritik
bir rol oynadığını ve özellikle Suriye olmak üzere bölgesel meselelerde işbirliği olasılığının zayıflığını yansıttığını savunmaktadır.
Although the concept of public
diplomacy has had long history, its meaning and tools have been changing, which
also leads to increase its role in foreign policy. This article analyzes the public
diplomacy of Turkey and Iran, regarding their foreign policies towards Syria between
2010 and 2016. Within this framework, the bilateral relations between Turkey
and Iran will be questioned whether these two regional powers could create
opportunities for collaboration on regional conflictual issues.
This
study found that there is a significant correlation between the utilization of
public diplomacy tools and the foreign policy approaches of Iran and Turkey in
the case of Syria. It found that this correlation has been so much delicate and
fragile based on preserving the status quo or limiting other sides’ influence;
it has naturally made them more curious and concerned to their policies as a
kind of direct or indirect response, which emerged in the media of both
countries. As a result, this paper mainly argues that the media in both
Turkey’s and Iran’s public diplomacy plays crucial role and reflects the low
possibility to ensure bilateral cooperation on regional issues, especially on Syria.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2017 |
Kabul Tarihi | 20 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 4 Sayı: 3 |
Adnan Menderes University Institute of Social Sciences Journal’s main purpose is to contribute to the social sciences at national and international level, to create a respected academic ground where scientists working in dis field can share the unique and remarkable works.