Amaç: Bu çalışmada pandemi döneminde; sosyal izolasyon, alınan önlemler ve hastane protokollerinin üçüncü basamak pediatrik yoğun bakım pratiğine etkisini araştırmak amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza; 15 Mart 2020-1 Haziran 2020 tarihleri arasında çocuk yoğun bakım ünitemize kabul edilen çocuk hastalar dahil edildi. Hastaların demografik özellikleri, yatış tanıları, mekanik ventilatöre bağlanma oranları, mekanik ventilatörde kalış süreleri, ÇYBÜ ve hastane yatış süreleri, PRİSM III skorları ve mortalite durumları medikal dosya verilerinden retrospektif olarak kaydedildi. Elde edilen veriler pandemiden önceki yılın aynı dönemiyle (15 Mart 2019 – 1 Haziran 2019) karşılaştırıldı.
Bulgular: Pandemi döneminde ÇYBÜ’ne kabül edilen hasta sayısı 200’dü. Pandemi öncesi (2019) dönemde 379 hasta yatışı olmuştu. ÇYBÜ’ne kabül edilen hasta sayısında pandemi döneminde bir önceki yıla göre %47 oranında bir düşüş saptadık. Pandemi öncesi dönem ile pandemi dönemi; hastaların yoğun bakıma yatış tanıları açısından karşılaştırıldığında, solunum yolu hastalıkları (pnömoni, bronşiolit, astım vb.) ve post-op hasta yatışlarında azalma, diabetik ketoasidoz nedeni ile yatışlarda artış saptandı ve istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardı. Ayrıca hastaların pandemi döneminde mekanik ventilatörde kalış süreleri, hastanede kalış süreleri ve yoğun bakımda kalış sürelerinde azalma saptadık ve bu durum istatistiksel olarak da anlamlıydı.
Sonuç: Sosyal mesafenin, maske kullanmanın ve hijyen kurallarına uyumun enfeksiyon bulaş riskini azalttığını ve bu durumun yoğun bakım yatış sayısında azalmaya neden olduğu tahmin etmekteyiz. Buradan yola çıkarak; sosyal mesafeye ve el hijyenine uyumu belki de hayatımızın bir parçası olarak kabul edip, bulaş riskinin yüksek olduğu kreş ve okullarda ileriki dönemlerde buna yönelik düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgulamak istiyoruz.
Aim: This study aimed to investigate the effects of social isolation, precautions, and hospital protocols on tertiary pediatric intensive care (PICU) during the pandemic period.
Material and Method: Patients who were admitted to our PICU between March 15 and 1 June 01 2020, were included in this retrospective study. The demographic characteristics of the patients like hospitalization diagnoses, mechanical ventilation rates, duration of stay in mechanical ventilation, length of stay (LOS) in the PICU and hospitalization, PRISM III scores, and mortality status were recorded retrospectively. The data obtained were compared with the same period of the year before the pandemic (15 March and 1 June 2019).
Result: During the pandemic period, the number of patients admitted to the PICU was 200 while the pre-pandemic (2019) period was 379 patients. We found a 47% decrease in the number of admitted patients during the pandemic period compared to the previous year. When the patients were compared in terms of the diagnoses of PICU admission, a decrease in respiratory tract diseases (pneumonia, bronchiolitis, asthma, etc.) and post-op patient admissions, an increase in hospitalizations due to diabetic ketoacidosis were found, and there was a statistically significant difference pre-pandemic period and pandemic period. In addition, we found a statistically significant decrease in the duration of stay in the mechanical ventilation during the pandemic period, LOS in PICU, and hospitalization.
Conclusion: We think that social distance, wearing masks, and compliance with hygiene rules reduce the risk of infection and this situation causes a decrease in the number of intensive care hospitalizations. In the light of this data, we would like to accept compliance with social distance and hand hygiene as a part of our lives and emphasize that arrangements should be made in the future in kindergartens and schools where the risk of contamination is high.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2021 |
Gönderilme Tarihi | 12 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 54 Sayı: 2 |