Taksirle öldürme suçunu düzenleyen TCK’nın 85. maddesinin birinci fıkrasına göre “Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Maddenin ikinci fıkrasında ise, taksirle işlenen aynı fiile bağlı olarak birden fazla kişinin ölümüne ya da en az bir kişinin ölümüyle birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde, failin iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması öngörülmektedir. Taksirle işlenen bir fiille bir kişinin ölümüyle birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi durumunda, bir muhakeme şartı olan şikayet bakımından sorun ortaya çıkmaktadır. Zira taksirle öldürme suçu re’sen soruşturulan ve kovuşturulan bir suç iken; taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması kural olarak şikayete bağlıdır. Taksirle yaralama suçunun şikayete tabi olan şekli bakımından suçtan zarar gören kişinin şikayetçi olmaması halinde, bunun TCK’nın 85. maddesinin ikinci fıkrası bakımından etkisinin ne olacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Örneğin meydana gelen bir trafik kazasında bir kişinin ölmesi ve iki kişinin yaralanması, fakat yaralanan kişilerin şikayetçi olmaması halinde TCK’nın 85. maddesinin birinci fıkrası mı, yoksa ikinci fıkrası mı uygulanacaktır? Bu husus, sadece şikayet değil, örneğin uzlaşma gibi diğer muhakeme şartları; ayrıca madde bakımından yetkili (görevli) mahkemenin tespiti bakımından da önem taşımaktadır. Maddenin uygulamasında ortaya çıkan söz konusu sorunlar, esasında düzenlemenin hukuki niteliğiyle ilişkilidir. Makalenin konusu, Yargıtay kararları ışığında ve doktrindeki tartışmalar çerçevesinde TCK’nın 85. maddesinin ikinci fıkrasının hukuki niteliğinin ortaya konması ve buna bağlı sorunların çözüme kavuşturulmasıdır.
Taksirle öldürme suçunu düzenleyen TCK’nın 85. maddesinin birinci fıkrasına göre “Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Maddenin ikinci fıkrasında ise, taksirle işlenen aynı fiile bağlı olarak birden fazla kişinin ölümüne ya da en az bir kişinin ölümüyle birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde, failin iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması öngörülmektedir. Taksirle işlenen bir fiille bir kişinin ölümüyle birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verilmesi durumunda, bir muhakeme şartı olan şikayet bakımından sorun ortaya çıkmaktadır. Zira taksirle öldürme suçu re’sen soruşturulan ve kovuşturulan bir suç iken; taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması kural olarak şikayete bağlıdır. Taksirle yaralama suçunun şikayete tabi olan şekli bakımından suçtan zarar gören kişinin şikayetçi olmaması halinde, bunun TCK’nın 85. maddesinin ikinci fıkrası bakımından etkisinin ne olacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Örneğin meydana gelen bir trafik kazasında bir kişinin ölmesi ve iki kişinin yaralanması, fakat yaralanan kişilerin şikayetçi olmaması halinde TCK’nın 85. maddesinin birinci fıkrası mı, yoksa ikinci fıkrası mı uygulanacaktır? Bu husus, sadece şikayet değil, örneğin uzlaşma gibi diğer muhakeme şartları; ayrıca madde bakımından yetkili (görevli) mahkemenin tespiti bakımından da önem taşımaktadır. Maddenin uygulamasında ortaya çıkan söz konusu sorunlar, esasında düzenlemenin hukuki niteliğiyle ilişkilidir. Makalenin konusu, Yargıtay kararları ışığında ve doktrindeki tartışmalar çerçevesinde TCK’nın 85. maddesinin ikinci fıkrasının hukuki niteliğinin ortaya konması ve buna bağlı sorunların çözüme kavuşturulmasıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | KAMU HUKUKU |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |