The theory of organizational ecology, which was put forward in the context of biological diversity and shaped by the idea that the strong will survive rather than adapt, was transferred to social sciences in the 1970s in order to explain how organizations are established, continue their activities or disappear. How this theory, which is about the world of living beings that adapt and survive as a result of necessity rather than conscious choices or strategic decisions, should be read in the process leading to the birth or death of organizations reflects the difficulty of transferring it to social sciences. Even though it seems easier or more correct to evaluate the theory of organizational ecology for organizations operating in the private sector in terms of the logic of the theory, today, as a result of the changing management approach that will reduce the private/public distinction and bring public administration closer to the private sector, it brings to mind the question of whether it is possible to apply the theory of organizational ecology to public administration.
The fact that each organization operates in a certain environment, that it is called a population together with other organizations, that organizations can continue their activities or disappear depending on their age, size, density in the population or the inertia they may encounter in a niche (market) and that they will actually resemble each other in the process are the main headings of the organizational ecology theory as a long-term struggle. In the study, these main headings will be explained by examining their relationship with each other in more detail, and the difficulties that may be experienced in terms of adapting to public administration will be mentioned after the criticisms related to the subject. However, despite these difficulties, the birth and death process of the theory will be briefly evaluated through the Ministry of Local Administrations and the Ministry of European Union in the Turkish public administration.
Organizational Ecology Theory Environment Public Administration
Biyolojik çeşitlilik bağlamında ortaya atılan ve uyumdan ziyade güçlülerin hayatta kalacağı tasavvuruyla şekillenen örgütsel ekoloji kuramı, 1970’li yıllar itibariyle örgütlerin nasıl kurulduklarını, faaliyetlerine devam ettiklerini veya yok olduklarını açıklayabilmek amacıyla sosyal bilimlere aktarılmıştır. Bilinçli tercihlerden veya stratejik kararlardan ziyade zorunluluklar neticesinde uyum sağlayan ve hayatta kalan canlılar dünyasına ilişkin bu kuramın, örgütlerin doğumu veya ölümüne giden süreçte nasıl okunması gerektiği ise sosyal bilimlere aktarılmasının zorluğunu yansıtmaktadır. Hatta örgütsel ekoloji kuramını özel sektörde faaliyette bulunan örgütler için değerlendirmek kuramın mantığı açısından daha kolay veya doğru gözükse de günümüzde artık özel/kamu ayrımını azaltacak ve kamu yönetimini özel sektöre yaklaştıracak değişen yönetim anlayışı neticesinde örgütsel ekoloji kuramını kamu yönetimine uygulamak mümkün mü sorusu akla gelmektedir.
Her örgütün belli bir çevrede faaliyette bulunması, diğer örgütlerle beraber bunun bir popülasyon olarak adlandırılması, örgütlerin bir niş (pazar) içinde yaşına, büyüklüğüne, popülasyondaki yoğunluğa veya karşılaşabileceği atalete bağlı olarak faaliyetlerine devam edebileceği veya yok olacağı ve süreç içinde de aslında birbirine benzeyeceği düşüncesi uzun soluklu bir mücadele olarak örgütsel ekoloji kuramının ana başlıklarını oluşturmaktadır. Çalışmada ise bu ana başlıklar biraz daha ayrıntılandırılarak ve birbiriyle ilişkisi irdelenerek açıklanmaya çalışılacak, konuya ilişkin eleştirilerin ardından kamu yönetimine uyarlanması açısından yaşanabilecek zorluklara değinilecektir. Ancak bu zorluklara rağmen Türk kamu yönetimindeki Yerel Yönetimler Bakanlığı ve Avrupa Birliği Bakanlığı üzerinden kuramın doğum ve ölüm süreci kısaca değerlendirilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | Ana Bölüm |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 6 Nisan 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 18 Nisan 2025 |
Gönderilme Tarihi | 11 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 18 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 27 Sayı: 1 |