İslam medeniyeti bünyesinde birçok farklı
düşünce sistemini barındırmaktadır. Bu durum bu medeniyetin zamansal ve
mekânsal genişliğinin de bir göstergesidir. Bu durum İslam medeniyetinin
zenginliğini göstermesinin yanında, özellikle itikadî farklılıklar toplumlarda
ya da daha küçük yapılarda çeşitli sorunlara neden olabilmektedir. İslam
dininin çoğunluğunu oluşturan Ehl-i Sünnet mezhebinden genel olarak hilafet ve
imamet söylemiyle ayrılan, kaynak ve kutsalları buna göre şekillenen ve günümüz
İran’ının resmi mezhebi olarak kabul edilen Şiilik, tarih boyunca birçok
tenkide maruz kalmıştır. Bu tenkitlerden çoğu Ehl-i Sünnet tarafından gelirken,
özellikle Şii mezhebi içinden yapılan tenkitler dikkat çekmektedir. Zira bu
ortamda doğan, bu mezhep tarafından şekillenen sosyo-politik fikriyatın içinde
yetişen kişilerin tenkitleri bir devrimin küçük kıvılcımları mesabesindendir.
Bu durum doğal olarak baskın fikriyatın dikkatini ve dolayısıyla tepkisini
çekecektir. Şiiliğin baskın olduğu İran’da ortaya çıkan bu kıvılcımlardan biri
de Ahmet Kesrevî’dir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Kitap Tanıtımları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |