Bir “mazmunlar ve mefhumlar
edebiyatı” olarak nitelendirilen klasik Türk edebiyatı, varlığını sürdürdüğü
yüzyıllardan bu yana, kendine has kuralları olan ve izah edilmeye gerek duyulan
kavramları bünyesinde barındıran bir edebiyat olmuştur. Özellikle günümüz
çağında, bir klasik edebiyat metnini anlamak için metindeki her bir sözcük ve
sözcük grubunun (tamlamalar) sözlük anlamları ile ıstılah anlamını bilmek o
metni anlamak için yeterli olmayacaktır. Bunun için elzem olan, o sözcük ve
sözcük gruplarının metnin bağlamında kazandığı anlamsal katman ya da katmanları
tespit edebilmektir.
Bir metnin doğru
anlaşılabilmesine yarayan “metin şerhi” faaliyetleri, klasik şiirin hüviyetine
vâkıf olabilmek için, klasik edebiyatın nüfuz sahibi olduğu yüzyıllardan
günümüze değin sahada ihtiyaç duyulan çalışmalardan olmuştur. Bu çalışmada
Sûdî’nin “Şerh-i Dîvân-ı Hâfız” adlı
eserinden hareketle “puhte, gabûk ve şehlâ” kelimelerinin Osmanlı Türkçesi
sözlüklerinde izahına rastlanmayan anlamsal katmanlarına değinilecektir.
Böylece klasik edebiyat metinlerini kavramada şerhlerin ne derece önemli olduğu
gerçeğine örnek beyitler üzerinden dikkat çekilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 25 Kasım 2018 |
Kabul Tarihi | 18 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 4 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International