Romanlar ve hikâyeler gibi
uzun anlatıma dayalı metinler kurmaca metinlerdir. Bu tip metinlerin içinde
okura, kurmaca bir âlem sunulur. Bu kurmaca âlemin içinde hayal gücünün ürünü
olan ayrıntıların yanında, gerçeklerin de izlerini veya yansımalarını bulmak mümkündür.
Yazarın yaşamı ile ilgili ayrıntıları
bilmek, kurmaca metin içinde gerçeğin izini sürerken faydalı olacaktır.
Nitelikli okur için bir metin / kitap / eser, yalnızca okunup geçilerek bir
defada tüketilecek bir “nesne / obje” değildir. Bizim kanaatimize göre eser üzerinde
yazarın hayatından gelen otobiyografik yansımaların neler olduğunu bilmek, okur
ile eser arasında gelip geçici olmayan, kuvvetli bağların oluşmasına yardımcı
olacaktır. Nitelikli okur için bu durum, hem yazarı hem de eserini daha iyi
kavrayabilmek bakımından gereklidir.
Rus edebiyatının dünya çapında
önemli yazarlarından biri olan Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, yazdığı
metinlerle dünya edebiyatında derin izler bırakmış bir yazardır.
Dostoyevski’nin “Budala” adlı romanı 1868 yılında yayımlanmıştır. Bu romanda
bulunan Prens Mışkin adlı kahraman vasıtasıyla yazar, kendi hayatından gelen
otobiyografik yansımaları okuyucusuna sunmuştur.
Romanda, Prens Mışkin adlı başkahraman
üzerinden anlatılan sara hastalığının, tematik olarak önemli bir yeri vardır.
Bunun yanı sıra eserde epileptik nöbetlerin yanında, Dostoyevski’nin hayatından
geldiğini tespit ettiğimiz başka otobiyografik yansımalar da vardır.
Bu makalede Prens Mışkin örneği
üzerinden gidilerek; sara hastalığı ve epileptik nöbetler ile Dostoyevski’nin
hayatından esere aktarıldığı belirlenen diğer otobiyografik yansımaların neler
olduğu üzerinde durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2019 |
Gönderilme Tarihi | 13 Mart 2019 |
Kabul Tarihi | 2 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 1 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International