Kontrol
edilemeyen duyguların dışa vurumu esnasında ağızdan çıkan ve toplum tarafından
ayıp kabul edilen küfür sözleri, hukuki bağlamda da suç teşkil eder. Bu
sebeple, ceza yargısına ait belgelerin bir kısmını da küfür davaları oluşturur.
Toplumca hoş karşılanmaması, küfrün özellikle yazı dilindeki görünürlüğünü
oldukça sınırlamaktadır. Türk kültüründe küfrün yeri geçmişten günümüze
incelenmek istenirse başvurulması gereken kaynakların başında şer’iye sicilleri
gelmektedir. Osmanlı hukuk sisteminin temel kayıtları olan şer’iye sicilleri,
kültürümüzün çeşitli yönleriyle ilgili önemli veriler sunmaktadır. Küfür gibi
dile ait unsurlar da bunlardandır. Şer’iye sicillerinde yer alan küfür
davalarının incelenmesi; geçmişten bugüne küfür sözlerinin ilhamını nelerden
aldığı, nelere yöneldiği gibi soruların cevabını bulmada büyük katkı
sağlayacaktır.
Bu
çalışmada, Konya iline ait 39 ve 41 numaralı şer’iye sicillerinde yer alan
küfür davaları ele alınacaktır. Küfür sözleri çoğu zaman argo ve hakaret
kavramlarıyla karıştırılmaktadır. Dolayısıyla her şeyden önce küfrün tanımının
doğru bir şekilde yapılması ve onu diğer dil unsurlarından ayıran noktaların
üzerinde durulması gerekmektedir. Bu amaçla, ilk bölümde küfrün tarifi
yapılacak, sınırları çizilecektir. Daha sonra, söz konusu sicillerdeki
belgelerden hareketle Konya ölçeğinde XVIII. yüzyıl Türk insanının neye, ne şekilde
küfrettiği ortaya konularak küfür ile cinsiyet ve sosyal konum arasındaki
ilişkiden söz edilecektir. Çalışmadan elde edilen veriler yalnız dil açısından
değil sosyoloji, halk bilimi gibi çeşitli disiplinler açısından da oldukça
önemlidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 28 Eylül 2019 |
Kabul Tarihi | 12 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 3 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International