Türk edebiyatında 14. yüzyılda başlayan
çift kahramanlı aşk mesnevileri yazma geleneği 15. yüzyılda gelişerek devam
etmiştir. Yusuf u Züleyha, Leyla vü Mecnun, Hüsrev ü Şirin, Cemşîd ü Hurşîd
gibi, eserler farklı şairlerin kalemleriyle tekrar tekrar yazılmıştır. Aynı
tarz eserlerin yazılmasından kaynaklanan yenilik arayışına İran edebiyatında yazılan
Mihr ü Müşteri ve Mihr ü Mâh’lar çözüm olmuştur. 15.
yüzyılda başlayan güneşli aylı mesnevi yazma geleneği 16. yüzyılda da devam
etmiştir.
16. yüzyıl şairlerinden Hamîdî’nin
yüzyılın son çeyreğinde yazdığı Hurşîd ü
Hâver mesnevisi, kahramanlarının isimlerini gök cisimlerinden alması
yönünden dikkat çekici bir eserdir. Şair de eserinin sebeb-i te’lifinde
kahramanlarının mihr ve mah olduğunu söyler. Ancak Hurşîd ü Hâver Türk edebiyatındaki Mihr ü Mâhlarla karşılaştırıldığında birkaç motif dışında ortaklık
bulunamamıştır. Yalnızca İran edebiyatından Cemâlî-i Dehlevî’nin Mihr ü Mâh mesnevisiyle aralarında kimi
ortaklıklar tespit edilmiştir. Eserin kaynağına dair yaptığımız araştırmalarda
14. yüzyıl şairlerinden Şeyhoğlu Mustafa’nın Hurşîd ü Ferahşâd adlı mesnevisiyle benzerlikler taşıdığı
görülmüştür.
Bu makalede Hurşîd ü Hâver’in Mihr ü Mâh ve
Hurşîd ü Ferahşâd ile ortak olan
yönleri üzerinde durulacak, klasik Türk edebiyatında bir mesnevinin tercüme
olmasının ya da farklı mesnevilerden etkilenerek yazılmasının, ortaya çıkan
eserin te’lif/ orijinal olmasına etkisi tartışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 17 Kasım 2019 |
Kabul Tarihi | 17 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 4 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International