11
Eylül 2001’deki trajik terör saldırılarından bu yana devlet uygulamalarında ve
doktrinde BM Andlaşması md.51’de yer alan meşru müdafaa hakkının daha esnek bir
yorumu kabul görmektedir. IŞİD gibi devlet-dışı bir aktör tarafından
gerçekleştirilen eylemlerin bir silahlı saldırı seviyesine ulaşabileceği kabul
edilmektedir. Hatta eylemleri bir başka devlete izafe edilmese bile,
“yönetilemeyen alan” ve “aciziyet” ya da “isteksizlik” ölçütleri çerçevesinde devlet-dışı aktörlere
karşı meşru müdafaa hakkı kullanılabilmektedir. Nitekim 22 Eylül 2014
tarihinden bu yana ABD ve Rusya tarafından IŞİD’e karşı Suriye ve Irak
topraklarında gerçekleştirilen askeri müdahaleleri meşrulaştırmak için bu
dayanaklar sıkça kullanılmaktadır. Türkiye’nin de Fırat Kalkanı Operasyonunu
meşru müdafaa hakkının bu geniş yorumuna dayanarak izah etmesine hiçbir engel
yoktur. Kuvvet kullanma normlarının aşındığı bir dönemden geçerken Türkiye’nin
“sınırlarını, vatandaşlarını ve bekasını” korumak için gerçekleştirdiği Fırat
Kalkanının Uluslararası Hukuk açısından meşruiyetini araştırmak “zorlama” bir
çaba gibi gelebilir. Ancak gelecekte olası yaptırımlara maruz kalmamak için;
haklarımızı dünyaya duyurmak ve bunları garanti altına almak için bu gayreti
göstermek zorundayız.
Meşru müdafaa yönetilemeyen alan devam eden çatışma argümanı olayların birikimi teorisi
Since the tragic terrorist attacks on September
11, 2001, a more flexible interpretation of the right to self-defense under
Article 51 of the UN Charter has been accepted by the state practice and the
doctrine. It is assumed that actions
carried out by a non-state actor such as ISIS can reach the level of armed
attack. Even if its actions are not attributed to another state, the right to
self defence can be used against non-state actors by using the criteria of “ungoverned
space” and “unwilling” or “unable” test. As a matter of fact, since September
22, 2014, these justifications have been frequently used by the US and Russia
to legitimize military interventions against the ISIS in Syria and Iraq. Thus,
Turkey can also use the same argument in order to explain the Operation Euphrates
Shield by employing this broad interpretation of the right to self-defense.
ungoverned space ongoing conflict argument accumulation of events theory Self defence
Bölüm | Tüm Sayı |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Mayıs 2017 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mart 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 4 Sayı: 7 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.