İslamofobi
günümüzde modern demokratik, çoğulcu ve liberal telakki edilen toplumlarda
hızla artmaktadır. İslam korkusu ile yayılan ırkçılık ve yabancı düşmanlığı,
radikal sağ partilerin ortaya çıkması ve İslam hakkında olumsuz imaj ve
önyargıların medyada yeniden üretilerek servis edilmesi bu durumda son derece
etkili olmuştur. Bu korku paranoyası İslam’ın yalnızca bir din veya ideoloji
olarak değil, bir kültür ve medeniyet olarak da Batı karşısında düşman ve öteki
olarak kavramsallaştırılmasına neden olmaktadır. 11 Eylül 2001 saldırılarıyla
beraber Batı’daki zedelenen İslam imajı, El-Kaide (2003 İstanbul, 2004 Madrid,
2005 Londra saldırıları) ve Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından
gerçekleştirilen (2016 Brüksel Havalimanı, 2016 Nice ve 2017 Manchester
saldırısı) saldırılar ile derinlere nüfuz etmiştir. İslamiyet ile radikalliğin
ve şiddetin özdeşleştirilmesi İslam korkusunun giderek İslam karşıtlığına
dönüşmesine neden olmuştur. Avrupa’da ötekinin varlığı, özgürlüklerin
kısıtlanmasında meşruiyet kaynağı olmuştur. Özgürlüklerin kısıtlanmasındaki
önemli parametrelerden biri de 29 Ekim 2009'da İsviçre'de düzenlenen
referandumdur. Minare yasağına ilişkin yaygın görüş uluslararası insan hakları
normlarının ihlal edildiği yönündedir. Minare yasağı birbiriyle ilişkili ancak
bir o kadar da birbiriyle farklı üç normatif düzeni etkilemektedir. Bu bağlamda
çalışmanın temel amacı yasağın ulusal (İsviçre Anayasası), bölgesel (Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi) ve uluslararası (Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi)
hukuk hükümlerine aykırı olup olmadığını tartışmaktır.
The islamophobia is rapidly
increasing in nowadays modern societies regarded as democratic, pluralistic and
liberal. Racism and xenophobia spreading through fear of Islam, the emergence
of radical right parties and the negative images and prejudices about Islam
having media coverage are very effective in this situation. This paranoia of
fear causes the conceptualization of Islam not only as a religion or ideology,
but as a culture and civilization as the enemy and the other against the West.
Along with the attacks of September 11, 2001, the worsened image of Islam in
the West became prevent with the attacks carried out by al-Qaeda (2003 Istanbul,
2004 Madrid, 2005 London attacks) and the Islamic State in Iraq and Syria
(ISIS) (2016 Brussels Airport, 2016 Nice and 2017 Manchester attacks). The
identification of radicalism and violence with Islam caused gradually the
transformation of the fear of Islam to anti-Islamism. The existence of the
other in Europe became the source of legitimacy in the restriction of freedoms.
One of the important examples in the restriction of freedoms is the referendum
held in Switzerland on October 29th, 2009. The common view about the ban on
minarets is that it violates international human rights norms. The ban on
minarets affects three normative orders that are related to each other but also
different from each other. In this context, the main purpose of this study is to
discuss whether the prohibition is against the provisions of national (Swiss
Constitution), regional (European Convention on Human Rights) and international
law (International Covenant on Civil and Political Rights).
Islamophobia radical right Switzerland referendum human rights
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2018 |
Gönderilme Tarihi | 13 Şubat 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 9 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.