This study aims to understand
modern consumers' perception of life and life styles through consumer culture.
With the globalization process, the idea of a human being that consumes more
and constructs its existence through consuming has emerged. This human model
has been shaped by the culture industry on the basis of consumers' shopping,
mass media tools, social identity, family and spiritual values in daily life.
The consumption culture, which was based on basic physical needs at first, was
replaced by concepts like “pleasure”, “passion“, “desire”, “status”, “identity”
and “prestige”. At the first stage, when production was neglected or even
ignored, people started to gain an identity and shape their social position.
Even people have gradually been reduced to an object. The theoretical details
of the phenomenon of consumption, which has turned into an ideology rather than
meeting today's needs, was investigated in this study within the framework of
critical theories of Max Horkheimer and Theodor W. Adorno of the Frankfurt
School via their critiques of the consumer culture. In the application part,
the individuals’ perceptions and thoughts about consumption were analyzed
through in-depth interviews using the hermeneutic method, in this way the
details of the individuals' inner worlds of consumption ideology were analyzed
through their own thoughts. As a result, it is thought that the desire to have
the physical and false needs brought by the consumption culture leads to the
loss of values in the modern individual. It is seen that this result causes
emotions such as unhappiness, lack of solidarity, loss of confidence,
alienation, isolation and the vanish of meaning in the individual and causes
loss of values and feelings that will provide peace in society.
Bu çalışma,
modern tüketicilerin hayata bakışı ve yaşam şekillerini tüketim kültürü
üzerinden anlamayı amaçlamaktadır. Küreselleşme süreci ile birlikte daha çok
tüketen, tüketerek varlığını inşa eden bir insan düşüncesi ortaya çıkmış, bu
insan modeli de kültür endüstrisi sayesinde tüketicilerin günlük hayat
içerisinde alışveriş, kitle iletişim araçları, sosyal kimlik, aile ve manevi
değerler temelinde şekillendirilmiştir. İlk zamanlar temel fiziksel ihtiyaçlar üzerine kurulu olan tüketim
kültürü, zamanla yerini “haz”, “istek”, “arzu”, “statü”, “kimlik” ve “prestij”
gibi kavramlara bırakmıştır. Üretimin değersizleştirildiği hatta görmezden
gelindiği bu dönemde, insanlar tükettikleri üzerinden bir kimlik kazanmaya,
toplumsal konumlarını şekillendirmeye başlamışlardır. Hatta zamanla insan bir
nesneye indirgenmiştir. Günümüzde ihtiyaçların karşılanmasından öte bir
ideolojiye dönüşen tüketim olgusunun teorik detayları Frankfurt Okulunun iki
önemli ismi Max Horkheimer ve Theodor W. Adorno’nun eleştirel teorileri
çerçevesinde ele alınmış, tüketim kültürünün bir eleştirisi yapılmıştır.
Uygulama kısmında ise bireylerin tüketime yönelik algı ve düşünceleri,
hermenötik yöntem kullanılarak yapılan derinlemesine mülakatlarla çözümlenmeye,
bu sayede tüketim ideolojisinin bireylerin iç dünyalarındaki detayları kendi
düşünceleri üzerinden analiz edilmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda, tüketim
kültürünün getirmiş olduğu fiziksel ve sahte ihtiyaçlara sahip olma arzusunun
modern bireyde manevi boyutta değerler kaybına yol açtığı düşünülmektir. Bu
sonucun bireyde “mutsuzluk, dayanışma eksikliği, güven kaybı, yabancılaşma,
yalnızlaşma ve anlam kaybı” gibi duygu durumlarının yaşanmasına ve toplum
içerisinde huzuru sağlayacak olan değerlerin ve duyguların kaybolmasına neden
olduğu görülmüştür.
Eleştirel Teori Kültür Endüstrisi Tüketim Kültürü Değerler Tüketimi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2018 |
Gönderilme Tarihi | 5 Kasım 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 10 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.